Sevgili Dostlarım,
Hepimizin bir korkuları vardı, anne karnında ilk dünyaya gelen çocuklar ilk korkuyu yaşarlar hatta hayvanlar ise yavrular da geçerlidir. Çünkü korku hepimizin ilk vazgeçilmez özelliklerinden biridir.
Korku hem iyi hem de kötü yönleri de vardı ancak korkmak doğaldır, korkmadan insan hayatta yaşamadan bilemezler!
Size kendimle ilgili hayatımda ilk korkumu kısaca paylaşmak istiyorum;
''Ben küçükken 4 yaşlarındaydım o dönem evde canım çok sıkılmıştır, anneannem salonda örgü örüyordu, ben karşısında koltukta oturuyorum ve annem de mutfakta iş yapıyordu. Ben koltukta oturmaktan sıkılıyordum, salonun içinde oyuncakları bulmaya çalıştığımda çekmecenin üstünde bir kutu görmüştüm ve bu kutunun ne olduğunu bilmiyordum neyse ki onu oyuncak sandığım için elime aldım. Küçük kutuyu açtığımda içinde çubukları görüyordum ve bir tanesini aldığımda sarı renkli küçük kalın çubuk şeklinde ve çubuğun başı kırmızı görüyordum. Kutunun kenarında zımpara şeklinde bir şey vardı, ben çubuğuyla kutunun kenarında oynarken birden süzdüğümde çubuk alev almaya başladı ve gerçekten alev görüyordum. Ne yapacağımı bilemedim o yüzden çubuğu söndürmek için sallatıyordum keşke sallatmasaydım, bilmeden fark etmeden salonda kalın beyaz perdeyi değdiğini anlamamıştım ve birden perde alevlenmeye başladı. Bunu gördüğümde ağzım açık kalmıştı ve annem salondaki çığlık sesimizi sesi duyar duymaz salona koşar, perdeyi çeker ve yere sürükleyerek mutfağa götürdü. Hayatımım en büyük korkuyu yaşadım yani elimde bir kibrit olduğunu gerçekten bilmiyordum.'' Neyse ki annem kurtardı bizi yoksa annem evde olmasaydı sonu ne olacağını asla düşünemezdim.
Bir başka korku yaşadım, dört buçuk yaşlarımdaydım ve hiç unutamıyordum; ''Bir gün ailece olarak pazar günü sahile gidiyorduk, sahile geldiğimizde çok kalabalık insanlar vardır, sahilin girişinde biraz yürüdükten sonra tam sağımda duran kocaman oyun park alanı görüyordum ve tek başıma gitmekten korkuyorum bu yüzden yanımda ablamla beraber parka giderek oradaki kalabalık çocukların arasında ablamla birlikte parkta oynadık. Dakikalar sonra oyun parkından çıktık, oyun parkın biraz aşağısında sol tarafında duran maketten yapılan askeri uçak ve askeri gemisi görüyordum hatta bunu ilk defa gördüğüm için korkmaya başlamıştım neredeyse canlı gibi hissetmiştim. Orada ailemim dostları bizi görünce ailemle sohbet ediyorlardı ben de yanında değildim ve askeri gemisinin önünden geçiyordum ve önünde ailemim yürüdüğünü fark edince arkandan geliyordum. Dakikalar sonra ailemi başka bir aileye benzettim sonra hem ön hem de arkaya baktığımda ise ailemi bulamadım ve tek başımda kaldım neredeyse üç saat içinde sahilde kayboldum; çok ağladım, çok panik yaptım ve çok korkmuştum hatta işitme engelli bir insandım daha dört buçuk yaşlarında tam konuşmayı gelişemedim. Üç saat sonra akşam olduğunda sahildeki polis amcalar beni götürür götürmez annem sahilde acılar içinde yürüyordu beni bulabilmek için annem çok kötü oldu ve yine çok zor yürüyordu. Annemi gördüğümde polis amcaya işaret ediyordum; ''işte bu benim annem diye'' işitme dilinde işaret ediyordum sonunda anneme kavuştum.''
Bu iki hikayemim tam devamı okumak için ''Benim Hikayem'' adlı gerçek hikaye kitap çalışmasında oradaki ''Kayıp Çocuk'' bölümünde tamamını okursunuz. Ben sadece kısaca ilk iki korkumu özetle anlattım.
İnşallah bir gün gerçek hikaye kitabım çıkar ve bir gün benim hikayemi okumanızı isterdim o yüzden hayalimi gerçekleştirmek için kitap çalışmasına devam ediyorum.
Hayatta ne korkular yaşadım, insan bilmeden anlamadan korku yaşayabilir. Mesela hayvanlardan çok korkarım ama korkmamaya çabalıyorum, uçaktan korkmam sadece biraz yükseklikte korkum var ve gerçeği söylemem gerekirse en çok korktuğum şey insanlardan korkuyorum.
Az önce en çok insanlardan korktuğumu söyledim!
İnsanlardan korktuğum şey; terk edilmekten, ayrımcılık yapmalarından, arkadaş dost satmaktan, para peşinde olan menfaat olan insanlardan, özgüvensiz olan insanlardan çok korkuyordum hatta bir kişi insan olan birine zarar vermelerinden, kandırmalarından dolayı böyle insanlardan korkuyorum yani ben özel için demiyorum ve herkes benim için böyle düşünen insanlar vardı. Ama maalesef bu dünyada hem iyi insan hem de kötü insanlar var fakat bu kötü insanlar azalsın.
Zaman geçtikçe bunun üzerinde çok düşündüm, araştırdım ama denemekten korktum mesela beni terk etmek istiyorlarsa korkmamalıyım, bazı insanlar bana ayrımcılık yapmalardan üzülmemeliyim, menfaat olan insanlardan kafayı takmamalıyım, özgüvensiz olan insanlar için onlara özgüveni kazandırmak için çok çabalıyorum ama hep kaybeden ben oluyorum. Ama bir gün ben de insanların kalbini kırabiliyordum yani ben de herkes gibi mükemmel bir insan değilim fakat doğru insan saygılı olmaya çabalıyorum öğreniyorum sizde öğreniyorsunuz.
Benim en büyük zayıf noktam vardı; bazı insanlar benim korkularımı ve güçsüz olduğumu anlayan insanlar ise beni korkutmasına, beni kandırmasına, beni kullandırmasına hatta beni ezmesine asla izin vermemeliydim çünkü bunu yapan insanlar çok zevk alıyorlar. O yüzden bunları yaşadığım için artık korkmuyorum; birisi beni korkutmak için birisi beni kandırmak için birisi bana eziyet etmesine asla ama asla izin vermeyeceğim. Korkum yerine daha çok güçlü olmaya çalışıyorum. Zayıf noktamı daha güçlü noktayı bulmaya çabalıyorum.
Korku nedir yenmeye çalışıyorum, sürekli her gün; ''Ben hiç korkmayacağım ve hep güçlü olacağım'' diyordum bazen korktuğumda kalbim birden kalp krizi geçiriyormuşum gibi hissediyorum ama bunu da izin vermeyeceğim.
Bazen genellikle yalnız kalıyorum yani arkadaşlık çevre edinmek için bir konu bahsetmek istiyorum, mesela beni topluma alabilmek için onun gibi davranmaktan, onun gibi konuşmaktan, onun gibi olmak istemiyorum yani kötü insanlardan bahsediyorum bazen bilmeden karşına kötü insan çıkabiliyor ama kendim için toplum çevre edinmek için yapıyorum fakat bazı yerlerde yanlış yapıyorum o yüzden bu konuda ders alıyorum, herkes kendi gibi davranıyorsa ben de kendim gibi davranıyorum ama her zaman ki ''beni de iletişimi alsınlar benimle iletişim kursunlar, benimle arkadaş dost olsunlar'' diye beklentiye girmeyeceğim çünkü çocukken ilk okul birinci sınıftan liseye kadar hiç arkadaş edinemedim, bu sebepten dolayı engelli olduğum için benden uzak durdular o yüzden bu uzun hikayedir. Ama şunu öğrendim her zaman kendi gibi olmaya hep devam ediyorum, kendi değerimi kişiliğimi kaybetmemeye çalışıyorum özellikle her zaman sevgi dolu insan olmaya asla vazgeçmiyorum.
İnsanlar hata yapabilir, hiçbir insan hatasız yaşayamaz. Eskiden hatalardan kaçarım, görmezden gelirdim ve çocuk gibi davranırdım ama yaklaşık iki senedir hatalar ilgili çalışmalar yaptım bir de psikoloji denemeler üzerine ders çalıştım. Ben de hata yapmaktan korkmamaya çalışıyorum ve hata yaptığımda ders alıyorum.
Dediğimiz gibi hepimiz insanız, bilmeden bir gün insanların kalpleri kırarız, incitiriz, birden bilmeden insanlar kötü olmaya çalışır bilmeden de aklı kafası karışır ama hayatta korkmayın, korkmamaya çalışın, kendi dünyanızı karamsarlaşmayın, kendi dünyanızı yuva kurun, huzurlu yaşamaya çalışın.
Bir gün ben de iyi insanlardan örnek ve ilham almaya devam edeceğim, cesur ve güçlü olmaya devam ediyorum.
Hepimiz bu dünyada yaşıyoruz, korkmak normaldı ama korkularınızı yenin.
Korkmayın, mutlu olun,
Korkmayın, huzurlu yaşayın,
Kokmayın, güçlü olun,
Korkmayın, başarılı insan olmaya devam edin,
Korkmayın, hatalarınızı kabul edin ve ders alın.
Özellikle insanları sevmekten, hayvanları, doğayı sevmekten hiç ama hiç korkmayın.
Hadi hep beraber güçlü olacağız, el ele destek vereceğiz, korkularımızı yeneceğiz, ayağımıza sağlam basacağız, kendimizi koruyacağız.
Yeni yazımda görüşmek üzere!
Gürkan :)