Sevgili Okuyucularım,

Sanat ve moda tasarımı benim için sadece birer hobi değil de bir ruhumu besleyen, düşüncelerimi ifade etmemi sağlayan birer yaşam tarzı haline geldiğini hissediyorum. Her zaman renklerin, desenlerin ve şekillerin bir hikâye anlattığına inanırım. Moda ve sanat, benim dünyayı görme ve ona dokunma biçimi olduğunu fark ettim ve hobi olarak moda tasarımı çok tutkunum vardır.

Neden Moda ve Sanat?

Moda tasarımına olan ilgim, aslında fark etmeden başladı. Çocukluk yıllarımda, eski dergilerdeki kıyafetlere bakıp hayal kurardım. Ama bu ilginin gerçek bir tutkuya dönüşmesinde unutamadığım bir anı var: Annemin arkadaşı Şadiye Teyze'nin moda dükkânı. O dükkân, o sokak, benim hayal dünyamın başladığı yerdi. 6 yaşından 11 yaşıma kadar ara sıra annemle birlikte Şadiye Teyze'nin dükkanına giderdik.

Dükkân, adeta bir moda dünyasına açılan kapı gibiydi. Cam vitrindeki zarif tasarımlar, içeride asılı rengârenk elbiseler ve Şadiye Teyze'nin çalışma masasında duran kumaş parçaları, iğneler ve kalıplar bana büyülü bir dünya gibi gelirdi. Onların sohbetlerini dinlerken, dükkânın havasını içime çekerdim. Şadiye Teyze'nin nasıl özenle çizimler yaptığını, kumaşları nasıl dikkatlice seçtiğini ve her bir elbiseyi büyük bir sevgiyle diktiğini izlerdim. Küçük bir çocuk olarak moda nedir bilmiyordum, ama onun yaptığı işe duyduğu tutkuyu ve heyecanı hissedebiliyordum.

Bir gün Şadiye Teyze, bana masasında duran eskiz defterini gösterdi. İçinde zarif çizgilerle oluşturulmuş kıyafet tasarımları vardı. Bana, "Bir gün sen de böyle güzel tasarımlar yapabilirsin," demişti. O an, içimde bir şeyler kıpırdandı. Moda tasarımıyla ilgili ilk hayallerim o gün başladı. Annem için diktiği kıyafetleri hâlâ hatırlıyorum; o kıyafetlerin detayları, kumaşların dokusu ve Şadiye Teyze'nin el işçiliği beni her zaman etkiledi.

Bu deneyimler, moda dünyasına olan ilgimi körükledi. Moda dergileri okumaya, moda programları izlemeye başladım. Hayalimde hep kendim için harika kıyafetler çizip dikmek vardı. Ancak çizim yapmayı hiç denemedim; yeteneğim olmadığını düşündüğüm için modaya adım atmayı hep erteledim. Ama Şadiye Teyze'nin bana verdiği ilham, bugün bile içimde yaşıyor.

Mum Sanatı: Koku ve Işıkla Büyülenen Bir Yolculuk

Son zamanlarda mum yapımı, beni en derinden etkileyen hobilerimden biri oldu. Bir gün, şirketin düzenlediği bir etkinlikte ekip arkadaşlarımla birlikte bir mum atölyesine katıldım. O gün, mumların nasıl yapıldığını, kokulu mumların nasıl hazırlandığını öğrendik. Efşan Hoca bize bu sanatı büyük bir özenle anlattı ve yol gösterdi. Mumları ellerimizle şekillendirirken aldığımız keyfi kelimelerle anlatmak zor.

O etkinlikte, mum yapmanın bana ne kadar iyi geldiğini fark ettim. Kendi ellerimle yarattığım her mum, adeta bir terapi gibiydi. Renkler, kokular ve şekiller arasında kaybolurken hissettiğim huzur, beni bu hobiyi keşfetmeye yönlendirdi. Lavanta, vanilya ve tarçın kokuları içimde hem bir dinginlik hem de bir coşku yaratıyordu ama en çok amber kokusunu sevdim. Efşan Hoca’ma bu eşsiz deneyimi kazandırdığı için minnettarım. O gün hissettiğim tutku, bugün de içimde büyümeye devam ediyor.

Mum yapmak, sadece bir sanat değil, ruhuma dokunan bir terapi gibi. Her bir mum, bir hikâyeyi, bir duyguyu yansıtıyor. Bu yüzden mum yapmayı kendim için bir hobi olarak görüyorum ve bu hobiye her dokunuşta daha da bağlanıyorum. Umarım hobi olarak mum yapmaya devam ederim inşallah.

Hayalimdeki Kafe: Bir Tutkunun Hikayesi olsun

Hayalimdeki Cafe, tıpkı İstanbul’da Göktürk Köyünde ya da New York'taki modern ve enerjik mekanlar gibi olmalı. Ahşap yerine, duvarlar çimen yeşili ve tuğla dokulu bir şekilde tasarlanmış. Kafemin iç dekorasyonu ferah ve zarif bir estetikle birleşiyor. Her yerde camdan yapılmış geniş pencereler var; bu pencereler, dış manzarayı içeri taşıyan bir açıklık sağlıyor. Güneş ışığı, kafenin içini aydınlatırken, mekânın sıcak ve huzurlu bir atmosfer yaratmasını istiyorum.

Yeşil renkli duvarlar, doğayı çağrıştırırken, beyaz tezgahlar ve masalar temiz ve modern bir his veriyor. Dekorasyonda kullanılan ışıklandırma ise mekânın karakterini tamamlıyor. Tavandan sarkan şık lambalar, kafenin içinde hem sıcak bir hava yaratıyor hem de enerji dolu bir ortam sağlıyor. Kafemin dış cephesi de aynı özenle tasarlanmış; sade ama etkileyici bir şıklık yansıtıyor. Tıpkı televizyonlarda gördüğüm New York kafeleri gibi, herkesin gelip bir an olsun huzur bulabileceği bir mekân hayal ediyorum.

Menü ise benim en sevdiğim içeceklerle dolu olacak. Beyaz sıcak çikolata kafemin imzası olacak. İnsanların içtiklerinde hem tatlı bir keyif hem de huzur bulmalarını istiyorum. Bunun yanı sıra, kendi ellerimle yapacağım muffinler de menünün bir parçası olacak. Her biri taze, lezzetli ve ev yapımı bir sıcaklık hissi verecek. Hayalim, insanlar için sadece bir içecek ya da yiyecek sunmaktan öte, bir deneyim sunabilmek.

Bu Cafe, yaratıcılığımı ve tutkumu dışa vurduğum bir alan olacak. İnsanlar burada oturup kahvelerini içerken, dışarıdaki camdan manzarayı izleyebilir ya da kendi düşünceleriyle baş başa kalabilir. Bir köşeye küçük bir kitaplık yerleştirerek, müşterilerin kahvelerini yudumlarken kitap okumalarına olanak tanımak istiyorum. Belki de bir diğer köşede kendi yaptığım mumları ve tasarımlarımı sergilerim.

Hayalimdeki Cafe, sadece bir mekân değil; insanların enerjiyle dolduğu, huzur bulduğu ve keyifle zaman geçirdiği bir yer olacak. Bu hayal, bana hem ilham veriyor hem de bir gün gerçekleştireceğim bir hedef olarak beni motive ediyor.

Hayallerim ve sanatın bana açtığı kapıları bana açmasını istiyorum

Ölü hayaller - Kampüs Haberleri

Moda tasarımı ve sanatı bir hobi olarak görme yolculuğum, günlük hayatta yaratıcılık arayışıyla başlamasını istiyorum. Hayalim, bir gün kendi tasarımlarımı sadece kendime değil, başka insanlara da ulaştırabilmek. Belki bir moda koleksiyonu, belki özel tasarım mumlarla dolu bir sergi... Hayallerimin sınırı yok ve bu tutkuyu yaşamak beni daha yaratıcı bir insan yapıyor olmasını istiyorum

Şadiye Teyze'nin bana verdiği ilham, hâlâ içimde yaşıyor. Onun dükkanında başlayan moda sevgim, bugün hâlâ hayallerimi süslüyor. Belki bir gün yeteneklerimi geliştirmek için bir adım atarım; ama biliyorum ki bu tutkuyu yaşamak, bana her zaman güç ve mutluluk verecek.

Sonunda hobi tutkumu sizlere paylaşıyorum

Moda tasarımı, sanat tasarımları ve mum yapımı ve hayalim de kafe açmak benim için birer hobi olmaktan öte, ruhumun bir parçası olacak. Bu alanlarda yaptığım her çalışma, bana hem bir başarı hissi hem de kendimi bulma şansı veriyor olacağına inanmak istiyorum.

Bu makalede güzel enerjilerle vedalaşmak istiyorum

Hayaller, tutkular ve yaratıcılıkla dolu bir yolculuğun sonuna geldik. Moda tasarımı, sanat ve kahve tutkum bana her zaman ilham verdiği gibi, umarım sizin de hayallerinizin kıvılcımlarını alevlendirmiştir. Unutmayın, her hayal bir başlangıçtır ve her başlangıç cesaret ister. İçinizdeki yaratıcı gücü keşfetmekten ve dünyaya kendi renginizi katmaktan korkmayın.

Belki siz de bir gün kendi kahvenizi yaparken yeni fikirler bulur, bir çizim defterinde hayalinizi şekillendirir ya da sadece bir mumun ışığında kendinizi yeniden keşfedersiniz. Her şey küçük bir adımla başlar; önemli olan o adımı atmaktır.

İlham veren yollarınız açık, enerjiniz her zaman yüksek olsun. Hayatınıza dokunan renkler, tasarımlar ve tatlarla her anınızı güzelleştirin. Çünkü en güzel hikâyeler, tutkularla yazılır.

Sevgiyle kalın ve hayallerinizin peşinden gidin!

Yeni makalede görüşmek üzere

Sevgiler

METİN GÜRKAN GÜNDOĞDU