Sevgili Dostlarım, iki ay sonra kaldığım yerden makale yazabilmek ne mutlu bana! İki ay içinde hafit bir psikoloji sorunlar yaşadım sonra yavaş yavaş zor toparlanabildim halen de toparlanmaya çalışıyorum çünkü toparlanmak biraz zaman alıyor. Net söylemem gerekirse benim kişilik karakterimde en zayıf noktam şu; ‘’Bazen kendimi ya da karşımdaki insanlara kendimi ifade edemiyorum ya da beceremiyorum.’’ Çünkü bazen empati olarak iletişim zayıflığı yaşıyorum bazen de ne ifade edeceğimi bilmeden takılıp duruyorum (Demek şu ki konuşma bozukluğu yaşamaktayım aslında konuşma bozukluğu demek istemiyorum ama karakterim böyle gösteriyor.) Bunu yıllardır nasıl empati kurmayı ve kendimi nasıl ifade etmek için sürekli bunu çalışarak, öğrenerek çabalıyorum ve maalesef yine başarısız oluyorum ki bu beni depresyona sokuyor. Hayatımda beni en çok üzen şeyler şunlardır; Kendimi ifade edemediğim zamanlarda iletişim ve cümle eksiklik olduğunda karşıdaki olan ikimizin arasında iletişim sorunu, ikimizin de anlaşamadığı anda karşıdaki birden bana sinirlenip kızmasına bazen de birden öfke patlaması girdiği anda; ‘’Tamam, uzatmayalım. Anlamıyorsun, beni kızdırıyorsun hadi hoşça kal bana yazma’’ diyen böyle birçok insanlarla karşılaşıyorum ve bu benim dünyanın en büyük hayal kırıklığımı yaşıyorum anlamına geliyor. Bazen benim nasıl bir Gürkan olduğumu bilmek istemeyenler var çünkü beni tanımak istemiyorlar o yüzden benim cümle eksikliği ve kendimi ifade edemediğim için 9 yaşımdan beri hep bu sorunu yaşıyorum. Bir de beni en çok üzen bir şey var ve gerçekten bunu bilmenizi istiyorum çünkü az önce yazacağım bir konu için biraz utanıyorum ama yazmaya devam edeceğim (önce cesaretli olmalıyım) şimdi az önce aşağıda yazıyorum ve bunu gerçekten okumanızı istiyorum; Ben kaç yaşıma gelsem de ister konuşma bozukluğum olsa olmasa, iletişim sorunu olsa olmasa bile kendimi nasıl ifade etsem etmesem de bunun için çok sıkıntı yaşadığım anlardan şu ki mesela örnek verelim; Bir arkadaş tanıştım (yaş fark etmiyor) onunla iletişimde yavaş yavaş ilerlediğimde bazen ilerleyen günlerde birbirimiz için arkadaşlığı kazanmak için ve de iletişimi tam oturmak için ben sohbet ettiğim zamanlarda benim cümle düşüklüğüm ve kendimi ifade edemediğim anlar oluyor ki bu beni korkutmaya başlıyor. Çünkü karşıdaki kişi beni anlamıyor sonra anlamadıkça birden şaşırıyor ve beni tanımaktan vazgeçmeye başlıyor. Ben bunu öğrendiğim için bu beni çok üzüyor yine arkadaş çevre kaybedeceğim yine de yalnız kalacağım diye o yüzden bu zor durumda kaldığımda mecbur annemi çağırıyorum ve annemi benim tanıştığım arkadaşlarıma çevrelerime topluma koyuyorum ki annemle tanıştıktan sonra annemle iletişim kuruyorlar bende onları izliyorum çünkü annem bu konuda iletişim ve empati olarak benden daha profesyoneldir o yüzden annem de benim tanıştığım insanlara benim hakkımda tanıtıyor anlatıyor ve insanlar da annem sayesinde beni tanıyorlar sonra da bana hak veriyorlar ve benim iletişim konusunda ne sıkıntı yaşadığımı ve hayatımda neler yaşadığımı hatta benim çok şaf kalbim temiz bir insan olduğumu gibi tüm bu konularda kişiliğimi karakterimi hep annem sayesinde beni tanımaya başlıyorlar. Eğer annem olmasaydı kim benimle arkadaş olmak ister ki çünkü insanlar beni anlamakta zorlanıyorlar, beni anlamadıklarından dolayı beni hemen yanlış anlıyorlar ve hemen benden kaçıyorlar ki bu beni daha çok üzüyor ve de çok üzülüyorum. O yüzden annemi tanıdıkça çok sevdiler, annemi kim olduğunu tanıdılar, anneme çok hayran kaldılar çünkü benim ve annemle olan tüm yaşadığımız zorluklarla neler yaşadığımızı annemden duydular ve anneme saygı duydular. Düşünebiliyor musunuz? Annem sayesinde toplum ve çevrelerim yavaş yavaş beni de sevmeye başladılar. (Annem sayesinde) Aslında bir tarafta annem ise benim için çok üzülüyor çünkü benim işitme engelli olduğumu hiç aklına getirmiyor, beni hep normal insan olarak görüyor fakat benim iletişim zayıflığımı, konuşma bozukluğumu ve özellikle kendim için karşıdaki insanlara ifade edemediğim için beni hemen yanlış anlayıp beni hemen yarı yolda bıraktığı için annem bunları gördüğü için bu durumda benim için gerçekten çok üzülüyor ve sessizce hep içinden gizlice ağlıyordu çünkü bir anne, oğlunun bu halini görmesi ne kadar üzücü değil mi? Mesela bir örnek verelim; birkaç arkadaşlardan bahsedelim mesela bir arkadaşım ile onun arkadaşı arasında çok güzel iletişim, samimi duygular ile güzel arkadaşlığı yaşıyorlar bir de onları çok güzel mutlu olduklarını bizzat şahit oluyorum mesela birbirinizi sarılarak hatıra resim çekiyorlar. Birbirlerini gerçek dost olabilmek için her şeyini paylaşıyorlar, birbirlerine sır veriyorlar, fikirler sunuyorlar, sevgiyi saygıyı ilerliyorlar ve birbirinizden ayrılmıyorlar. Bana geldiğinde ise ben de onlar gibi olmak için çabalıyorum. Örnek verelim; seninle sarılarak hatıra resim çekmek istiyorum dediğimde bazen diyorlar ki lütfen benden böyle bir şey isteme çünkü ben böyle biri değilim diyen 50’den fazla böyle insanlardan cevap alıyorum ama sizde onlara sarılarak resim çekiyorsunuz ve sosyal medyalarda görüyorum. Ama bana gelince neden bana yapmıyorsunuz sanki ırk ayrımcılık gibi yaşıyorum yıllardır bu üzüntümde hiç çıkmıyor. Mesela benimde gerçek bir dostum ya da bir arkadaşım olmasını çok isterdim; düşüncelerimi fikirlerimi, dertleşeceğimi ne varsa sırlarımı ne varsa A’dan Z’ye kadar ben de sohbet etmek konuşmak istiyorum ve ben de gerçek dost veya arkadaş istiyorum diyorum ama bana bir çok olumsuz kişilerden cevap aldım sonra bana diyorlar ki; ‘’İşim gücüm var, seninle zaman ayıracak vaktim yok’’ diyorlar ama günü geldiğinde diyorlar ki ‘’Gürkan, gerçek arkadaş olmak istiyorsan fedakar yap, her gün görüşebileceğim konuşabileceğim bir arkadaşım olsun, güvenen biri olsun, menfaat olmasın, kişiliği karakteri tam olsun’’ gibi cümleler yazıyor bu 50’den fazla kişilerden bu cevapları alıyorum. Onları anlıyorsun da beni neden anlamak istemiyorsunuz işte bu gibi durumlarda beni çok üzüyor özellikle bunu anneme bir türlü ifade edemedim ve annem de maalesef beni anlamayınca çok üzülüyorum. Bir de bana diyorlar ki ‘’Anladım demek sen kıskanıyorsun onunla benimle aramıza diye peki neden kıskanıyorsun’’ diyorlar. Arkadaş ben niye kıskançlık yaşayım ki? Benim de böyle bir ilgiye ihtiyacım var olamaz mı dedim ve ben çok sevgi dolu bir insanım dedim, vay arkadaş otomatik olarak beni hemen yanlış anladılar. Benim üzüldüğüm şu; keşke dünyaya gelmeseydim keşke doğmasaydım keşke diye hep bunu diyordum. Özellikle herkesin bir sorunları, sıkıntıları, ekonomi krizleri herkesin bir dertleri bir problemleri var, benim de var. Ama zamanı geldiğinde arkadaşlık saati vakti geldiğinde onlara sevgi veriyorsunuz ne güzel değil mi peki bana gelince bana neden sevgi vermek istemiyorsunuz! İşte bu durumda kimseye anlatamıyorum, hemen yanlış anlayıp bana laf vuruyorlar. Bu durumlarda bunun gibi birçok şey yaşıyorum, insanlara herhangi bir konuda ifade edemiyorum ama ifade ettiğimde beni anlamak istemiyorlar ve çok üzülüyorum hatta bunu yıllardır çok ağlıyorum çünkü bu mutluluğumu hiç yaşayamadım. Annem ile bu konularda hep tartışırdık hep şunu derdi; ‘’Çok çok kitap oku, kendini geliştir, toplumlara gir, çevreler edin ve insanlar nasıl iletişim kuruyorlar ve nasıl sevgiyi saygıyı kazanıyorlar?’’ diye hep diyor mesela daha çok bu cümleler söylüyor; ‘’Oğlum konuşmana dikkatli kullan, hemen heyecanlanmadan sakin davran, kendini ifade et, kişiliğini kısa anlat, arkadaş canlısı olduğunu, çok temiz insan olduğunu göster özellikle konuşmadan önce düşün ve sonra mantığınla davran. Oğlum dikkat et, insanlar seni anlamıyorlar hemen yanlış anlıyorlar dikkatli ol’’ diyordu hem de yalvararak konuşuyordu hem de benim için çok üzülüyordu. Sonra bu insanlar arkamdan konuşuyorlar, dalga geçiyorlar, arkamdan gülüyorlar çünkü annem benden önce bunları duyuyor ve çok üzülüyor. Benim arkamdan konuştuklarımı, dalga geçtiğimi arkamdan güldüğümü annemden öğreniyorum ve annemden bunu öğrenmek beni çok üzüyor. Herkesin bir beklentisi var, peki benim de bir beklentim var yani sevgi sadece sevgi beklentim var başka bir beklentim yok. Ama insanlara bu sevgi kelimesi bahsettiğimde hemen kaçıyorlar benden ve başkasından sevgi alınca mutlu oluyor ve ben üzülüyorum. Annemle bu konularda tartışmaktan annemi üzmekten korkuyorum çünkü annem benim için çok üzülüyor. Lafı bana uzatmadan hemen burada bitiriyorum. Eğer annem olmasaydı, ben hep yalnız kalırdım. Annem olmasaydı, ben özgüvensiz olurdum, kişiliğimi ve karakterimi geliştiremezdim. Annem olmasaydı, kendim için sevgi dolu olmazdım hep sessiz umutsuz bir insan olurdum. Bunun pozitif hali ise; Annem hayatımda olduğu için, annem sayesinde çok aşırı sevgi dolu ve iyi bir insan oldum. Annem hayatımda olduğu için, annem sayesinde mantığımı ve düşüncelerimi bana öğrettirdi, Annem sayesinde az toplum çevre edindim ve annem sayesinde az arkadaşlıklar edindim. İşte benim dünyanın en büyük koruyucu meleğim Annemdir. Fakat beni en büyük korkutan şu; Annem olmasaydı ben bunları tek başıma başaramazdım eğer annem olmasaydı kimse beni sevmezlerdir, kimse beni anlamazlardır, kimse beni istemezlerdir, kimse benimle ilgilenmezlerdir, kimse bana inanmazlardır, kimse bana güvenmezlerdir, kimse bana yardım etmezlerdir gibi mesela... Eğer annem bir gün ölürse ben hep yalnız kalacağım, insanlar beni anlamayacaklar, beni silecekler, beni istemeyecekler, beni sevmeyecekler ve de beni hiç umursamayacaklar diye korkuyorum. Annem sayesinde az insanlar beni seviyorlar. Keşke annemi bu duruma koymasaydım, kendim sayesinde insanlar beni gerçekten sevselerdi, beni gerçekten tanımak isteselerdi ve beni gerçekten anlasalardı ne güzel olurdu değil mi? Diğer insanlar bunu tek başına başarıyorlar ama ben tek başıma bunları başaramadım diye nasıl çok üzülüyordum. Gerçi şunu söylemem gerekirse benim hayatımda gerçekten bir tane gerçek arkadaşlarım yok ve hiç olmadı özellikle bir tane ilk olarak bir gerçek dostum olmadı diye nasıl üzülüyorum ve çok ağlıyorum. Benim en büyük hayalim şu; ‘’Benim bir tane gerçek bir dostum olmasını çok isterdim, onunla bazen maceralar yaşamak veya anılar biriktirmek, onunla sarılarak hatıra resimler çekmek, mutluluğumu üzüntümü dertlerimi mesela A’dan Z’ye kadar paylaşacağım sırlarımı ne varsa ilk bir tane gerçek dostum olmasını çok istiyorum. Onunla heyecanımı, mutluğumu ve sevgimi paylaşmak çok isterdim çünkü bu beni çok güçlü olmamı hissettiriyor’’ yani şifa olarak düşün ama olmuyor ve bulamıyorum ya da başaramıyorum veya bu konuda gerçekten başarılı olamıyorum beceremiyorum ve ağlıyorum demek ki sevilecek bir insan olmadığımı düşündükçe beni üzüyor.☹ ☹ Yapacak bir şey yok sorun değil diyelim ama dediğim gibi benim en büyük koruyucu meleğim annem olduğu için çok şanslıyım değil mi? Anneme tüm kalbimle tüm yürekten çok teşekkür ediyorum, Sevgili annem, seni çok seviyorum iyi ki hayatımdasın sen olmasaydın ben ne yapardım. İyi ki varsın! Sevgili arkadaşlarım, sizden bir ricam olacak; ‘’Lütfen annelerinizin kıymetini bilin çünkü sizin en büyük koruyucu meleğin annenizdir.’’ Sizlere yeni makaleler yazmaya devam edeceğim ve siz yeter ki makalelerimi okuyun.