Günümüz Türkiye’sinin adalet kavramını 1971 yılında Ali Ercan “Adaletin Bu Mu Dünya” sözleri ile en güzel şekilde ifade ederken; bağıra bağıra söylediğimiz halde duyarsız kalmayı başardık.
Lafa gelince mangalda kül bırakmayan bizler, icraatta sınıfta kalmayı, “Kadir” kıymet bilmeyerek bir kez daha gözler önüne serdik.
Adalet: Arapçadan dilimize geçmiş; bizlere hak gözetmemiz, adil olmamız gerektiğini söylememiş miydi? Peki ya bizim bu hadsizliğimiz neydi? Neye güvendik biz?
“Güvenemem servetime, malıma” denmişti oysa. Uyarmıştılar bizi, bu ve buna benzer cümlelerle atalarımız. İleriyi görmüşlerdi; çünkü bizler doyumsuzlukla bezenmiş, hep daha fazlası diyerek eğitilmiştik.
“Umudum yok bugün ile yarına” diyerek, tehlikenin şiddetinin sinyallerini de vermişti. Bu tehlike gün geçtikçe büyüyor ve her birimizi girdap gibi içine çekiyordu.
“Toprak beni de basacak bağrına” diye haykırmıştı. Ölüm var, hesap var! Kendinize gelin uyarısını yapmasına rağmen hepimiz duyarsız olmayı seçtik. Kolayı buydu! En basitini seçip “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın.” türedi dilimizde; o yılan bizi değil, sessiz kaldığımız vicdanımızı, merhametimizi istemiyor muydu?
Derdi zoru vicdanımızın sesini kesmekti başardı da. Bir annenin öldürülmesine; üstelik evladının gözleri önünde, "Ölmek istemiyorum!" çığlıkları ile yok olmasına izin verdik. İçimiz zerre sızlamadan!
“Adaletin bu mu dünya?” diye yalvaran annelerin sesleri yükseldikçe ne tuhaftır ki insanlığın sesi kısıldı. Adalet sadece sözlükteki yerini korudu. Suç da kadere atıldı. "Yazık kaderi, böyleymiş!" Diye diye avuttuk kendimizi. Hangi kader bu kadar acımasız? Kader var muhakkak olmaması gereken ise; bu denli duyarsızlığımız.
“Ne yar verdin ne mal dünya” Ve dünya! Verdiklerini geri almak için vardı. Önce verdi. Aldıkça doymadık, doymadıkça daha çok istedik. Düpedüz açgözlülükle beslendik.
“Kötülerinsin sen dünya.” Artık gerçekten kötülerinsin. Asıl soru şu; ne zamana kadar kötülerin olacaksın? Bizler izin verdikçe; yargı yaptırımsız, hukuk adaletsiz olmayı sürdürecek. Tarlada da ekin biçen annelerin evlatları ne oldu da emeğin, değerin, alın terinin kıymetini bilemeyecek hale geldiler?
“İyileri öldüren dünya” Olmasak artık! Bir yerlerden başlanmayan her şey daima eksik kalacak. Eksikliğimizi artık görüp; buna çocuklarımızdan başlarsak, kendini korumakla karşı karşıya bırakılmasalar; temiz niyet, temiz gelecek bıraksak artık.