Hayatımda hiç korkmadığım kadar korkmuştum, sen bana inceden inceye dokunurken…
Ve hiç olmadığı kadar da heyecanlanmıştım, nefesini iki dudak aramdan ciğerlerime çekerken.
Yıllardır eksik olan bişey vardı sanki bende ve sen,o eksik yanımı tamamlıyordun her bir dokunuşunla.
Gözlerinden kaçırırken gözlerimi, dilimin ucunda arapsaçı olan harfler vardı.
Doğru sözü bulamayıp kayboluyorlardı dilimin altında.
Yutkunmaya korkar mı insan?
Ben korkuyordum.
Yutkunurumda ”Sen’li” olan dilimde ne varsa yok olurlar diye yutkunamadım bir süre.
Senin her dokunuşunda, suç işlemiş bir çocuk gibi ürkekti bedenim.
Yasak yapma, cıssss o! Dersin de hani inadına yapan yaramaz çocuklar vardır ya…
İşte ben o yaramaz çocuklardan birisi olmak istiyorum…
Evet, biliyorum,
Eğer dokunursam sana, yanacak her yerim.
Ama yanmayayım diye dokunmazsam eğer sana, o zaman da hep yetim kalacak seni seven kadın yanım.
Kokunla uyuyacağım bu gece.
Sen uykunun en derinindeyken ben sana sarılıp uyuyacağım.
Hayalinle en ateşli sevişmeleri yaşayacağım.
Peki ya sen ?
Sen ne yapacaksın?
Benim seninle yanmam için elimden tutup kendine çekecek misin yoksa sessiz kalıp yetim kalmışlığımı mı izleyeceksin?
Bu geceyi hardal sarısına boyuyorum.Sana ait olan, senden olan Eylül yaprağını anımsatan rengi koynuma alıyorum bu gece.
Çok mu konuştum yoksa yine.?
Hadi çık gel, gecenin en mavi koyusunun içine.
Korkma!
Günahların benim boynuma olacak bu gece.
Çıkar üzerimde ki sarı kazağını, gel gir seni seven ruhumun en derinine.
Öyle bir öpüş ki benimle çöz dilimin ucunda ki arapsaçı olan her bir harfi hece hece..

Eylül Ayça Karakuş

E-mail: [email protected]