Qué nos depara en el 2022, según la numerología

Acısıyla tatlısıyla bir yıl daha bitti bitiyor...

Her yıl olduğu gibi bu yılda yine umutlarla, yeni hayallere gireceğiz yeni yıla. Ne tuhaftır ki her yıl insanoğlu yapılacaklar ve bundan sonra yapılmayacaklar listesini madde madde sıralar. Kararlı bir şekilde ifade eder, bu yılın bir önceki yıldan daha iyi olacağı için kendinde değişiklikler yapılmasına inancı sondur takii yeni yılın ilk haftasına kadar...

Sonra bir bakmışsın alışkanlıklarımıza kaldığı yerden devam ediyoruz. Çünkü bizler verdiğimiz sözleri tutmayı seven insanlar değiliz. Sözleri yerine getirmek fıtratımızda yok. Hele hele sözü kişi kendine verdi ise o sözün yerine gelmesinin hiç imkanı yok. İnsanoğlu en çok yalanı kendine söylüyor ve en çok kendini erteliyor . Bir başkasına mahcup olmaktan az da olsa çekinirken kendine mahcubiyet duymaktan asla gocunmuyor. Hal böyle olunca da her yıl bir önceki yılın tekrarı oluyor. Değişen tek şey takvimdeki sayılar oluyor. Günler değişiyor, yıllar değişiyor ne yazık ki insanoğlu hep aynı yerde dönüp duruyor.

Ülke olarak son yıllarda en kötü dönemlerimizi geçiriyoruz ve geçirmeye de devam edecek gibi görünüyor. Gazete manşetleri, ana haber bültenleri öldürülen kadınların ve çocukların cinayet haberleriyle dönüyor. Trafikte korna çalma yüzünden bıçaklanan insanlar, apartman içinde komşu kavgaları, okullarda öğrenciler arasında tartışmalar dahası okul sıralarında öğretmenleri tarafından öğrencilerine uygulanan şiddetler günden güne artıyor. Hayvanlara yapılan eziyetlere ise hiç değinmek istemiyorum, orası başka bir iç acısı...

Çocukluğumun yılbaşı gecelerini hatırlıyorum da ne güzel yıllardı. Geçmişi düşünmek bile tebessüm ettiriyor beni. Komşular apartmanın sığınağında toplanırdı ve tepsi tepsi su börekleri açılırdı. Fırına soslanmış tavuklar verilirdi ve pişirilen tüm yiyecekler binamızın içindeki ailelere pay edilirdi. Evlerine çıkmak istemeyen aileler ise sığınağa büyük sofralar kurar orada yemeklerini yer ardından çoluk çocuk tombala oynardık. İyi dilekler sadece kendimiz için değil herkes için dilenirdi. Bencil değildik yani... Kimse bir başkası için kötü bir dilek dilemezdi. Bu bahsettiğim yıllar 90’lı yıllar...

O yıllardan bu yıllara kadar birçok şey değişti. Çağ değişti, insanlar değişti, huylar değişti. Şimdi düşünüyorum da sanırım değişmek insanoğlunun kolayına geldi. Kendilerince böylesi daha iyi oldu. Her şeyi bir başkasından beklemek işlerine geldi. İyi olunca Allah’tan kötü olunca senden bilinir derler ya büyüklerimiz... Tam da öyle oldu işte.

İyi olan her şeyi Allah’tan bildik, kötü olanları ise en yakınlarımızdan bildik. Böyle böyle yaparak yılları da kendimizle birlikte yozlaştırdık.

Şimdi kaybettiğimiz iyi niyetlerimize aldırmadan hiçbir şey yokmuşçasına yeni yıl kutlayacak insanoğlu...

Yeni yıl dilekleriniz ne olur bilemiyorum ama ben, tüm insanlık adına önce akıl ve ruh sağlığı diliyorum...

Akıl ve ruh sağlığı yerinde olan insan sayısı artarsa inanıyorum ki düzeni bozulmuş dünya normale dönecek...

@eylulaycakarakus