Bu hayatta biz kadınlara en iyi gelen şey “Anne olmak” diye düşünüyorum.
Yaşam yolculuğumuzda hepimizin iniş, çıkışları ve keskin virajlı yolları yok mu? İlla ki var. Bazen kasvetli bir düşüncede sıkışıp kaldığımız anlar, çıkmaz bir yola girdiğimiz durumlar oluyor. Sebep ve sonuç ilişkilerini en ince ayrıntısına kadar düşünürken inanmıyorum ki birçok annenin rotasını evladı belirliyor. 


Öncelik, her zaman çocuklarımızın menfaatleri doğrultusunda oluyor. 
Annelik öyle bir duygu ki; her anne kendi evladıyla olan bağının kuvvetiyle eş değer olarak o sevginin adını koyar. Elbette her çocuk annesi için tektir ve özeldir. Anne, çocuk ilişkilerine bu bağı yansıtırken bazen farkında olmadan hatalar yapabiliyoruz ne yazık ki...


Mesela çocuğumuzun yaptığı küçük yanlışları görmezden geldiğimiz zamanlarda, o çocuğun diğer yapacak olduğu yanlışa sağlam bir zemin hazırladığımızın farkında olmuyoruz. Biz ebeveyn olarak sanıyoruz ki, o yanlışlık hali bir kereye mahsus. Ama o iş çocuğun baktığı noktadan öyle görünmüyor, öyle algılanmıyor. Çocuk sanıyor ki ben ne yaparsam yapayım annem ve babam benim yanlışlarımı, hatalarımı görmezden geliyor...
Ve bunun üzerine çocuklarımız eline aldığı o sevgi küreği ile yanlışa yanlış çekiyor. Biz kadınlar o yüce annelik duygusunu yaşarken tüm hücrelerimiz de yaşıyoruz. Kontrol mekanizmasını bazen kaybedebiliyoruz. Böyle zamanlarda dönüp yine bize en iyi gelen anneliğimize sarılıyoruz. 


Göktürk Anne Çocuk Dergisi annelerinin de çok özel olduğunu biliyorum. 
Anne- çocuk arasında kaybetmek diye bir şey yoktur. Anne- çocuk her daim, her koşulda kazanır. 
Sevgiyle kucakladığımız her duygunun güçlü niyeti kapalı kapıların kilidini kırar. Çocuklarımızla birlikte iyiliğe açılacak olan tüm kapıları açmanız dileğiyle sevgiyle kalınız...