Vücut sıcaklığında yükselme olarak tanımlanan ateşi çocukluk döneminde sık görülen ve aileleri en fazla endişelendiren durumlardan biridir. Bu nedenle ateşin ve ateşe yaklaşımın aileler ve çocuğun bakımını üstlenen kişilerce iyi bilinmesi gerekir.
Ateşle ilgili bilgilerin sürekli güncellenmesi, ateş ölçümünde farklı yöntemler kullanılması ve ateş
tedavisinde farklı görüşlerin olması gibi nedenlerden dolayı yapılan çalışmalar ateş korkusunun hem aileler hem de sağlık profesyonelleri arasında hala devam ettiğini göstermektedir.
Bir çok hastalığın önemli semptomlarından biri olan ateş, özellikle çocuklarda acil polikliniğe ve ya aile hekimlerine gitmeyi gerektiren en şık şikayettir. Aynı zamanda ateş, iyileşmeyi kolaylaştıran ve hızlandıran, hastalıklara karşı gelişen normal fizyolojik bir yanıttır. Ateşe bağlı geçirilen nöbetler nedeniyle aileler sıklıkla korku ve endişe yaşarlar. Ayrıca aileler için ateşli çocuğa nasıl yaklaşılması gerektiği de çok ciddi ve karmaşık bir sorundur.
Ateş, vücut sıcaklığının, ölçüldüğü yere göre ortalamadan 1 derece ve ya daha yüksek olmasıdır. Ateş immün sisteme tehdit olarak algılanan herhangi bir durumda vücudun otomatik, davranışsal ve nöroendokrin olarakverdiği normal, koordineli ve kompleks bir fizyolojik yanıttır. Viral ve bakteriyel patojene
maruz kalan vücutta bir çok savunma mekanizması açığa çıkar.
Ateşe yol açan etkenler ortadan kalkınca, oluşan semptomlar kaybolur ve ateş normale döner. Ateşin nedeni, öyküsü iyi alınan ve fizik muayenesi dikkatli yapılan çocuklarda genellikle kolayca belirlenebilir.
Ateşin nedenleri; enfeksiyonlar(bakteri, virüs, mantar vs.), kollogen
doku hastalıkları(sistemik lupus eritematozis, poliarteritis nodasa, dermatomyazit, romatizmal ateş), malign hastalıklar(lösemi, lenfoma), metabolik hastalıklar(hipertiroidizm), kardiyovasküler sistem hastalıkları(miyokard infarktüsü, tromboemboli), gastrointestinal sistem hastalıkları(inflamatuvar barsak hastalıkları) gibi bir çok etmenler olabilir. Ayrıca çocuklarda nedeni bilinmeyen ateşle de sık karşılaşılır. Nedeni bilinmeyen ateş, üç haftadan daha uzun süren, fizik muayene ve rutin tetkiklerle ateşin nedeninin bulunamaması olarak tanımlanır.
Ateş, çocukların genel durumunun kötüleşmesine sebep olduğu için aileleri tedirgin edip korkutsa da immün sistemin bazı komponentlerine yararlı etkisi vardır. Özellikle viral enfeksiyonlarda vücudun korunmasına ve iyileşmesine yardımcı olmaktadır.
Ateşin olumlu etkileri; vücut sıcaklığının yükselmesi invazyon yapan bakterilerin makrofajlarca öldürülmesini kolaylaştırır. Nötrofillerde anti bakteriyel madde üretimini arttırır. Ateş sırasında gelişen iştahsızlık sebebiyle mikroorganizmanın glikoz gereksinimi azalır. Kana serbest glikoz geçişinin azalması bakteri üremesini engeller.
Ateşin olumsuz etkileri; oksijen, kalori ve sıvı gereksinimleri arttığından dolayı kalp ve beyin kanlanmasında sorun olan hastalarda genel durum kötüleşebilir. Kas yıkımı artar, vücut ağırlığı azalır. Zihinsel yeteneklerin geçici olarak azalması bilinç değişikliğine(baygınlık, sayıklama) neden olabilir ve konvülziyona yol açabilir. Vücut sıcaklığı 42 derecenin üzerine çıktığı durumlarda nörolojik sekele neden olabilir.
İdeal bir ateş ölçümü; güvenilir, invaziv olmayan, düşük maliyetli, zamanı etkin kullanmayı sağlayan, kolay uygulanabilir ve iç vücut sıcaklığını doğru bir şekilde ölçmemizi sağlamalıdır.
Çocuklarda ateş; rektal, oral, timponik, temporal arterden temaslı - temassız kızılötesi yolla (alından ve ya ciltten) ölçülebilir. Rektal yolla sıcaklık ölçümü diğer yöntemlerle kıyaslandığında, ateşin belirlenmesi konusunda, iç sıcaklığa en yakın değere ulaşabileceğinden ve dış ortam koşullarından daha az etkilendiğinden klinik olarak altın standarttır. Sıcaklık ölçümünün; oral 37,8 derece, oksiler 37,2 derece, rektal 38 derecenin üzerinden olması ateş olarak değerlendirilir.
Ateşli bir çocuğa yaklaşım plan;
- 3 ay ve altındaki tüm bebeklerin mutlaka tıbbi değerlendirilmesi gereklidir.
- Yüksek ateş, özellikle küçük çocuklarda hızlı sıvı kaybına neden olur. Bu nedenle sıvı kaybını engellemek amacıyla su, meyve suları, ayran gibi sıvı gıdalar verilmeli. Bebekler ise daha sız emzirilmeli.
- Alın, şakaklar, koltuk altı, kasıklar ve bacak arkalarına ıslak ve ılık su ile duş aldırılabilinir.
- Çocuklara ince kıyafetler giydirilmeli, uyuturken giysiler daha da azaltılmalıdır, üzerleri battaniye gibi örtülerle örtülmemelidir.
- Soğuk su ve alkol ateşte daha fazla yükselmeye sebep olabilecek titremeye yol açacağından kesinlikle kullanılmamalıdır.
- Bulunduğu ortamın sıcaklığı 21 - 22 derece arasında tutmaya dikkat edilmeli
- Genel durumu iyi, beslenme durumu bozulmamış, ateşi 38,5 derecenin altındaki çocuklar evde semptomatik ateş tedavisi ile 3 güne kadar izlenebilir. Şayet ateşin süresi 3 günü geçiyorsa mutlaka bir çocuk hekimi muayenesi gerekiyor.
- 38.9 dereceden daha düşük vücut ısısına sahip ateşli çocukların çoğunda; eğer çocuğun genel durumu iyi ise, ilaç ihtiyacı olmayabilir. 38.9 derece üzerinden ise, astaminafen ve ya ibuprofen içeren ateş düşürücüler çocuğumuzun yaş ve kilosuna göre önerilen dozlarda verilmelidir.
Sevgili anne ve babalar; çocuğumuzun ateş takibini nasıl yapmanız konusunda bilgi sahibi olmayı önemseyiniz. Ancak lütfen panik yapmayınız. Gereklilik halinde çocuk hekiminizden destek almaktan çekinmeyiniz.