İddet Müddeti evli bir kadının boşandıktan sonra tekrar evlenemeyeceği, beklemek zorunda olduğu süredir. Söz konusu süre ise 300 gündür.
· TMK Madde 132- Evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün geçmedikçe evlenemez.
Doğurmakla süre biter.
Kadının önceki evliliğinden gebe olmadığının anlaşılması veya evliliği sona eren eşlerin yeniden birbiriyle evlenmek istemeleri hâllerinde mahkeme bu süreyi kaldırır.
Bahsi geçen süre sadece kadın içindir. Erkeğin böyle bir bekleme süresi yoktur. Erkek boşanma gerçekleştikten sonra herhangi bir süre beklemeden evlenebilmektedir.
Ancak kadın TMK Md.132'ye göre 300 günlük süreyi beklemek zorundadır. Söz konusu sürenin başlaması ise boşanmanın gerçekleştiği tarihten değil, boşanma davasının kesinleştiği tarihten itibaren başlamaktadır.
· NÜFUS KANUNU
Kadının bekleme süresinin başlangıcı
MADDE 26- (1) Kadının bekleme süresi, mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren hüküm ifade eder.
İddet müddetinin amacı;nesebin karışmasını engellemek içindir. Çünkü kanunen 300 gün içinde doğan çocuğun babası kocadır denmektedir.
· TMK. MADDE 285.- Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır.
Bu süre geçtikten sonra doğan çocuğun kocaya bağlanması, ananın evlilik sırasında gebe kaldığının ispatıyla mümkündür.
Kocanın gaipliğine karar verilmesi hâlinde üç yüz günlük süre, ölüm tehlikesi veya son haber tarihinden işlemeye başlar.
Söz konusu iddet müddetinin kaldırılması için dava açılmak zorundadır. İddet müddetinin kaldırılması davası Aile mahkemelerin de kadın tarafından Hasımsız şekilde açılmaktadır. Boşanma kararı da sunularak açılan dava da mahkeme hastaneden alınan ''hamile değildir'' raporuna göre karar vermektedir.
300 Gün içinde evlenmek isteyen kadın iddet müddetini beklemek zorundadır aksi halde iddet müddetinin kaldırılması davası açmalıdır. Burda ki amaç nesep karışıklığının önlenmesidir. TMK Madde 285'e göre üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası koca denmektedir hükmü gereği çocuk babanın nüfusuna kaydolmaktadır. Böylelikle karışıklıklar ortaya çıkmakta olup, eski kocanın soy bağının reddi davası açması gerekmektedir.
Bu şekilde ki karışıklıklar süreçleri uzatmakta olup, bir avukatla kısa sürede yararlı adımlar atılarak ilerlenmelidir.