Yine bir sonbahar.  Kızıla dönmüş kuru yapraklarıyla bilge ağacın akisi vuruyor suların dalgasına.  Az önce yağan yağmurun  dinginliğinde kanat çarpıyor martılar , çürümüş dünyaya meydan okurcasına.
Dünyanın  göz yaşları sağanak yağmura döndü bu sonbaharda.  Aylardır kanı durmayan ve aslında durdurulmak istenmeyen Gazze’de  insankırım hız kesmiyor.  Geçtiğimiz yıllarda her gün bir kadının katle-dildiği mahsun ülkemde artık sayılar isyan ediyor.  İstismara uğrayan çocukların sessiz çığlığı ve gözlerin-den akan yaşlar gökyüzünü kara bu-lutlarla kaplattı.  Milletin meclisinden onaylanıp yasalaşan  hayvankırım kararı  ile sayısız haycan katlediliyor.  Sokaktaki kaldırım taşları dile geldi haykırıyor , duyan var mı ? Meçhul. 
Yurdumun bir köşesinde melek can Narin;  kendi ailesinin içinde kat-ledildi, gerçekler gün yüzüne çıktı mı ? Çıkartıldı mı? Yargılama sonunda göreceğiz. 
Yurdumun diğer köşesinde ruhunu şeytana satan biri , iki canı katlet-ti. Surların üzerinden atılan beden parçalarıyla birlikte insanlığın da kalp atışları durdu, nasıl durmasın ki ? 
Yine ruhunu şeytana satanlarca kurulan bir çetenin , alaya alarak katlettiği bebekler, melekler... 
Yıllardır can çekişen insanlık ; tar-ihi surların üzerinde , katledilen bin-lerce kadının , çocuğun,  haycanın  vebali ile  dünya üzerindeki akıl almaz insan hileleri ile açlık sınırının altında yaşamaya zorlanan milyon-ların ödenmemiş hakkı neticesinde komaya girdi.   Yoğun bakım üni-tesinde hayata tutunmaya çalışan insanlık , arafta kalmanın yıkımında  bu sonbahar.  
Çürümüş, kokuşmuş bu dünyada, komada hayat mücadelesi veren insanlığın sonu ne olur ? Zaman gösterecek.  
Sonu gelmeyen saldırılar, çatışma-lar , şeytanı alt eden oyunlar, ma-sumların katli ,  alın teri dökenin sefaleti , soyguncunun kraliyeti...  ne zamana dek sürecek? 
Takip etmekten yorulduğumuz yasa değişiklikleri, poşet yasalar, dönüştürülmeye zorlanan ana yasa. Kanunlar ve maddeleri konusun-
da bu denli yoğun çalışma varken, uygulamada  insana “Bu kadarı da olmaz!” dedirten, adaletin çoktan alıp başını gittiğini ispatlayan mah-keme kararları.  Borç harç toprağını işleyen çiftçinin hasattan sonra  yaptığı masrafı karşılayamadığı için toprağa küskünlüğü . Ödediği fahiş kira ve vergiler sebebiyle kepenk kapatan esnaf.  Millet adam öldürüp elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor-sa ben de yaparım diyerek yasaklı madde etkisinde yolda tanımadığı insanlara saldıranlar , dünyanın dört bir tarafında kol gezen insafsızlıklar ,,, ve tüm bu yaşananları evinde 
bir korku filmi izlermişçesine izleyip uykuya dalanlar.  Nasıl bir uykudur ki asırlardır devam ediyor?  Tüm dünyada insanlar derin bir uykuya hapsolmuş.  
Bu sonbaharda uyku hapsindeki  insanlık komada.  Bu, son sonbahar mı yoksa ? 
Yoğun bakım ünitesinin önü karanlık ve soğuk, kainat hıçkırıklara boğulmuş ağlamakta , insanlığın uyanmamasından korkarcasına.
Hayat ile ölüm arasında arafta kalan insanlığı hayata döndürecek ilaç ne ola ki? 
Gaflet uykusundan uyanmalı insanlık,  daha da geç olmadan. Ardından dünya üzerindeki her ruha birer damla sevgi ilacı yetip artacak belli ki.  İşte o vakit araftaki insanlık  tekrar hayata dönecek. Bu sonbaharda dökülen  yapraklar sevginin sıcaklığıyla yeniden yeşerecek.  Tez vakitte uyanıp sevgi ilacıyla iyileşenlerden olmak ümidiyle.