Kişisel ilişki düzenlenirken göz önünde bulundurulması gereken temel ilke, “Çocuğun üstün yararı”dır. Çocuğun üstün yararı belirlenirken onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amaçtır. Velayet kendisine verilmeyen tarafın çocuk ile kişisel ilişki tesisi kurulmasına karar verilir. Kişisel ilişki kurma hakkının ana ve babanın yanında çocuğa da tanınmış bir haktır.Ancak söz konusu bu kişisel ilişki asla çocuğa zarar vermemelidir.
Türk Medeni Kanunu’nun 324. maddesinin ikinci fıkrasında; “Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir.” hükmü yer almaktadır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/1370 E. 2020/2447 K. sayılı kararı ile ''davalı anne yanında alıkonulduğu bir yıllık süre zarfında........... davacı baba yanına geldikten sonra ilk derece mahkemesince aldırılan sosyal inceleme raporunda da belirtildiği gibi, korkmuş olduğu, sürekli ağladığı, kapının arkasına saklandığı, bu nedenlerle davalı annenin velayetin değiştirilmesi davası açma hakkını kullanmak yerine kişisel ilişkiden kaynaklanan haklarını amacına ve yükümlülüklerine aykırı olarak kullandığı, bu durumun tanık beyanları ve ceza mahkemesi kararı ile sabit olduğu, yine davalı anne yanında bulunduğu süre zarfında ortak çocuğu gizlemek için dışarı çıkarmadıkları, tüm bu yaşananlar sonucu ortak çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin tehlikeye girdiği anlaşılmıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında, ortak çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasının değişen koşullara göre her zaman yeniden değerlendirilebileceği de dikkate alınarak ortak çocuk ile davalı anne arasındaki kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararı doğrultusunda şu aşamada kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.'' şeklinde bir karar vermiş olup, bu karar doğrultusunda Çocuğun Psikolojisini Bozan Ebeveyn ile Çocuk Arasındaki Kişisel İlişki Kaldırılabilir diyebiliriz.
Ana ve baba, bir diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitimini ve psikolojisini bozacak her türlü eylemden kaçınmakla yükümlüdür. Kişisel ilişki kuran ebeveynin eylemleri ile çocuğun huzuru tehlikeye girer veya çocuk ile ciddî olarak ilgilenmez ya da diğer önemli sebeplerin varlığı halinde , kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir.
Çocuklarınızın huzur ve güven içinde olması,çocuğun üstün yararının korunması için her türlü boşanma,velayet,nafaka veya tazminat taleplerinizin cevabı için hukuki destek alınız. Uzun süren yargılamalar çocuklarınızı ve sizi yorar, zarar verir. Bu zararı en aza indirmek hukuki destekten geçer. Sevgiyle kalın,
Av.Gizem CAN - 0505 487 83 91
instagram ; canhukukvedanismanlik