Değerli dostlar, ocak ayı soğukla dile gelirken, bu güzel şehir bir hastanenin olmaması nedeniyle çaresizlik, sağlık hizmetleri ve Gaziköylü hemşehriler için bir ıstırap merkezi oldu.
Kelimelerle tarif bile çok zor ama acil servisleri olmayan bir sağlık ocağı, haftada norm sayısı sınırlı olan pratisyen bir hekim ve acil müdahale ekibi bulunmayan, ancak poliklinik hizmeti veren (zabıta gibi) görevliler… Kendinizi bir an bu şehirde değil de 12. yüzyılda bir kasaba devletinin içinde gibi hissetmeniz ne garip.
Göz göre göre ölüm ve kader. Sevineceğiz ki haftada üç sefer devlet hastanesine gidebiliyoruz, tabii eğer sevinecek halimiz varsa. Eyüpsultan bu imkanlara sahip olurken, Gaziköy halkı yıllardır bu mağduriyetle ve ihmalle yaşamak zorunda mı?
Otuzlu yaşlardaki yüzler üzgün, kırklı yılların güneşi çoktan batmış ve ellili yılların gölgesinde umutlar büyük şehrin derinliklerine gömülmüş. Kimse belediye yönetiminden medet ummazken, var olan çarpık düzenin mağduru olmaya devam ediyor.
Sağlık hizmetleri, başka bir sağlık kurumuna ya da başka bir ilçeye bağımlı kalmamalıdır. Ancak yetkililerin bu mağduriyet karşısındaki sessiz tavrı sabırları taşırmaktadır. Bize dayatılan "idare ederiz" mantığının karşısında, halkın çığlığı çaresiz kalmaktadır.
Çocuklar, okullar, kadınlar, yaşlılar ve daha nice can… Özel araçlarla her gün onlarcası bir umutla şehir merkezine götürülüyor. Oysa sağlık ocağımız var, ancak içinde müdahale ekibi, tıbbi donanım ve yeterli uzman doktor yok.
Kısacası, Eyüpsultan ve çevresinin birlikte hareket etmesi ve bu sorunun çözülmesi için güçlü bir irade gösterilmesi gerekmektedir.
Trafik İşkencesi Son Bulmalı
Defalarca yazdık ama hâlâ aynı sorun! Çilesini her gün çektiğimiz trafik sorununu kimse ele almak istemiyor. 24 Haziran’dan önce verilen vaatler unutuldu mu? Dar yollar, otopark sorunu, altyapı eksiklikleri… Hepsiyle baş başa kaldık.
Yetkililer bu sorunu çözmek için harekete geçmeli, halkın taleplerini görmezden gelmemelidir. Unutmayın, yönetenler çözüm üretmek için vardır. Halkın sesine kulak tıkayan her yönetim, eninde sonunda halkın gücüyle yüzleşmek zorunda kalacaktır.
Sorunları çözmek için birlik olmalı, güçlü bir ses çıkarmalıyız. Gelecek için, çocuklarımız için…
Sevgiyle.