Günümüzde artık herkes biliyor ki kadın, evlenmeden evvel kullandığı soyadını evlendiği erkeğin soyadı ile birlikte yalnızca nikâh memuruna veya daha sonrasında nüfus müdürlüğüne vereceği bir dilekçe ile kullanabilmektedir. Peki ya kadın kocasının soyadını mutlaka kullanmak zorunda mıdır?
Türk Medeni Kanununun 187. Maddesine göre; “Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir.”
Kanun maddesinin lafzına bakıldığında kadın için kocasının soyadını kullanması bir zorunluluk gibi gözükmekteyse de hukuken böyle bir zorunluluk söz konusu değildir. Zira gerek Anayasa Mahkemesinin emsal kararlarında gerekse de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun emsal kararında ifade edildiği üzere;
“kızlık soyadının kullanılması için bir sebebe ihtiyaç bulunmamaktadır. Bu bir temel insan hakkıdır ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. Maddesinde düzenlenen “özel ve aile hayatına saygı hakkı” ile Anayasamızın 17. Maddesinde düzenlenen “kişinin maddi ve manevi varlığı hakkının” güvencesi altındadır. Ve cinsiyet ayrımına tabi tutulmaksızın eşit şekilde uygulanmak zorundadır.”
Zira usulüne uygun olarak yürürlüğü konulan temel hak ve özgürlüklere uygun anlaşmalar ile kanunlar arasında bir çelişki bulunması halinde anayasamızın 90. Maddesi uyarınca ilgili uluslararası sözleşme uygulanmak zorundadır. Dolayısıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. Ve 14. maddeleri karşısında medeni kanunumuzun kadının kocasının soyadını kullanmak zorunda olduğu yönündeki hükmünün nazara alınabilmesi mümkün değildir.
Ancak belirtmek gerekir ki, kadın kocasının soyadı ile birlikte kendi soyadını kullanmak istediğinde bunu verebileceği bir dilekçe ile temin edebilirken, yalnızca kendi soyadını kullanmak istemesi halinde ise dava açmak zorundadır. Ancak emsal yüksek yargı kararları karşısında davasının kabul edilmemesi için hiçbir hukuki gerekçe bulunmamaktadır.