Dünya geleceğinin mirasçıları ve hak sahipleri; çocuklarımızdır. Mirasçılarımızın gelecek nesillerde sağlıklı birer ebeveyn olması için maksimum çaba sarf etmek zorundayız. Bu gibi birçok gerekçeden sebep çocuklarımızın; “ yaşama, barınma, sağlık gelişme, eğitim, fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma hakkı” en temel haklarıdır. Bunlar çocuklarımıza evrensel tanınan haklardır ve birçok sözleşmede yer almaktadır.
Günümüzde bunların tartışmasız sağlanması gerek, lakin çocuklarımızın temel haklarından bir tanesi olan, “ dinlenme, eğlence ve kültürel faaliyetler için zamana sahip olma hakkı’’ evrensel çocuk hakları olmasına rağmen yeterince göz önünde bulundurulmuyor. Dinlenme, eğlence ve kültürel faaliyetlere katılma hakkının temeli 20 Kasım 1989 tarihli Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ’ye dayanır. Çocuklarımıza dinlenme, boş zamanını değerlendirme, oynama ve yaşına uygun eğlence bulunma ve kültürel ve sanatsal yaşama serbestçe katılma hakkı tanımalıyız. Ebeveynler çocuklarının kültürel ve sanatsal yaşama hakkına saygı duymalı ve çocuklarının söz konusu haklarını kullanma amacıyla hareket etmelilerdir.
Çocuklara tanınan bu haklara uygun davranılması büyük bir önem arz etmektedir. Çünkü çocukların dinlenmesi yani yeterli bir uyku uyumaları, fiziksel ve psikolojik rahatlamaları temel ihtiyaçlarıdır. Boş zamanı değerlendirme, eğlence ve kültürel faaliyetlere katılma haklarındaki üstünde durulması gereken esas konu dış etken ve sosyal yaşama katılmalarıdır. Çocukların dış dünyayla temas etmesi sosyal bağlar kurması çocukları geliştirir. Ebeveynler çocukların bu haklarını kullanması için imkan sağladığında çocuklar kendilerini geliştirirler, becerilerinin farkına varır ve onları kullanmayı öğrenirler.
Ekonomik yetersizlik sosyal yaşama engel teşkil etmez şöyle ki; ekonomik durumları yetersiz kalan ebeveynler devletin sağladığı imkanları kullanabilirler. Örnek verecek olursak; çocuğun gelişimini ve sosyalleşmesini sağlamak adına parklar ve yeşil alanlar dahil sosyalleşme adına yeterlidir. Ayrıca sosyal devlet gereği yerel yönetim ve dernekler tarafından düzenlenen ücretsiz kültürel faaliyetler bulunmaktadır.
Ülkemizin de taraf olduğu; Birleşmiş milletler anlaşmasında ilan edilen ilkeler uyarınca hazırlanan 20 Kasım 1989 tarihli Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin isteğe bağlı protokolleri mevcut olup ülkemiz tüm protokollere taraf olmada gelişen ve insan hakları dahilinde bu protokollerin uygulanması mecburiyet halini alacaktır.
Çocuk Hakları Komitesi, Sözleşme’nin ve İsteğe Bağlı Protokollerinin taraf devletlerce uygulanmasını izleyen 18 bağımsız uluslararası insan hakları uzmanından oluşmaktadır. Günümüzde isteğe Bağlı Protokolü onaylamış durumdaki ülkeler şunlardır: Almanya, Arnavutluk, Bolivya, Gabon, Karadağ, Kosta Rika, Portekiz, İspanya, Tayland ve Slovakya.
Çocuklar ya da temsilcileri Çocuk Hakları Komitesi’ne (ÇHK) şikâyette bulunabilecek ve Komite de durumu değerlendirip değerlendirmeyeceğine karar verecek. Komite’nin herhangi bir ihlali tespit etmesi durumunda ise ilgili Devlete durumu düzeltecek girişimlerde bulunması tavsiye edilecek.
Ülkemizin taraf olmadığı bu protokolün varlığı çocukların haklarını kullanmasına engel teşkil etmediğini belirmek isterim. Geleceğimizin mirasçılarının tüm dünya çocuklarına tanınan haklar kapsamında kanunlaşmasa da uygulama alanının genişletilmesi temennisindeyim.