Baba olmak...
42 yaşında yıllar sonra tekrardan babalık heyecanını iliklerimde hissetmek.
Bu aslında çok kolay anlatılır bir duygu değil. Beni sadece baba olanlar anlar. Hele bir de sevdiğin, delicesine aşık olduğun kadındansa evladın işte bunun tarifi yoktur dostlarım.
Ben ki laf cambazı, ben ki ardı ardına cümleleri sıralayan adam şimdi bu saatlerde suskunum.
Bugün herkes için sıradan bir gün ama benim için tarihi bir gün.
30 Mart 2018 Cuma günlerden. Aylardır sevgili eşim Çiğdem Öner ve çocuklarımız Efe, Sude ve Arda ile birlikte geçmek bilmeyen heyecanlı, meraklı dokuz ay...
Her yaşta baba olmak sanırım aynı delilik. Kucağıma aldığım o an evladımın cinsiyetinin hiç bir önemi olmadan onu sarıp sarmalamaktan bahsediyorum. Sevginin gücü kadar endişenin de gücü kaplıyor tüm bedenimi. Onun saçının teline zarar gelse dünyayı yakarım dercesine bir güç alıyorsun kalbinden.
Elleri minnacık, gözleri iri iri üzüm karası maşallah benim Prensesim Defne'ye. Ve tabi yine maşallah benim güzeller güzeli eşim Çiğdem' ime...
Biz bugünden itibaren biraz daha geniş aile olduk. Çocukları dörtledik, yüreğimize bir fidan daha diktik. Önümde yaşanılacak daha kaç yılım var bilmiyorum. Öyle büyük büyük sözler veremiyorum aileme. Sadece şuan için söyleyebileceğim tek bir sözüm var sevdiğim kadın ve çocuklarıma...
Allah bana nefes verdiği sürece sizler için yaşayacağım ve sevdiğim kadına layık bir eş, çocuklarıma ise sevgi dolu baba olmanın sözünü verebiliyorum.
Evimizin çatısının altında minik bir canımız var. Candan öte bir can daha yaşayacak bu ev de. Defne ve tüm minik canlara su olalım, güneş olalım, ışık olalım dostlar. Olalım ki canımızdan dirhem dirhem eksilmeyelim.
Hoşgeldin kızım Defne. Ömrün çınar ağacının kökü kadar sağlam olsun. Sen yaşadıkça insanlık yaşasın, sen var oldukça ailemizin yüzü hep gülsün.
Sana bir sır vereyim mi küçük Prensesim sen doğarken ben kapı da dokuz doğurdum babacım...
Öner ailesi olarak bizi bu mutlu günümüzde yalnız bırakmayan tüm sevenlerimize eşim Çiğdem Öner ve şahsım adına teşekkür ediyorum.