Zaman akıp gittikçe, her yıl bir yaşı daha yüreğime yükledikçe fırsatını bulduğum bir gece oturup kendimi dinliyorum.
İstanbul bu gece soğuk ve yine tüm görkemiyle ışıltısını saçıyor geceye. Şehrin ışıltısı gözlerime yansırken bir sükûnet düşüyor gönlümün tam ortasına.
Tam zamanı kendinle sohbet etmenin Ümit diyerek iç sesimi dinliyorum. Kendimi dinlerken ilk aklıma gelen şey çevremdeki insanların bana daima sordukları sorunun karşısında benim gülerek verdiğim üstün körü cevaplar oluyor.
Sonra düşünüyorum sahiden verdiğin cevaplar doğru mu?
En sık aldığım sorular: Ümit, bu kadar yoğun çalışma temposuna rağmen nasıl bu kadar enerji dolu olabiliyorsun? Bir sırrı var mı bu enerjinin, ne yiyip ne içiyorsun?
Verdiğim cevap: Yüzümde ki gülümsemeyle; çünkü ben 18 yaşındayım hala oluyor. J
Elbette 18 yaşında değilim. Geçtiğimiz ay kızım Defne’nin dünyaya gelmesine özel yaşımın 42 olduğunu paylaşmıştım siz değerli dostlarımla. Eee biz de yalan yok, neyse o dostlar. J
Dünden bugüne Ümit Öner!
Takdir edersiniz ki kolay gelmedim bugünlere. Dünden bugüne kadar daima yanımda olan çok özel isimler oldu. Her birinize minnettarım dostlar, iyi ki varsınız.
Sevgili eşim Çiğdem Hanım’ın yapmış olduğu kahve geceme huzur katarken film şeridi gibi geçiyor geçmişim. Düşünüyorum da beni ben yapan, inkar edemeyeceğim değerler var bu hayatta. Onca yoğun tempoya, stresli İstanbul yaşantısına rağmen çok enerjiğim.
Çünkü önce kendimi seviyorum sonra yaptığım işi seviyorum.
Sanırım en önemlisi bu.
Sevmek! Her şey sevmekle başlıyor, sevenlerimin sevgisiyle hayatın bana sunduğu güzellikler katmerleşiyor. Ve tabi sonrasında bu sevgi yine sizlere yansıyor. Emek vererek yıllardır çalışmalarım beni günden güne motive etti. Her gün bir diğer günün çalışma programını çıkararak günü bitirmenin mutluluğunu yaşıyorum. İnsanlara sunduğum iş değer gördükçe ben de onur duydum, eşim ve çocuklarım da onur duydu. Bir başka sarıldık işimize, kıymetli müşterilerimize, dostlarımıza, dahası içinde yaşamaktan keyif aldığımız nezih Göktürk’e. Dalında açan çiçeğin rengini ve kokusunu saklayamazsınız insanlardan. Doğa buna izin vermez. İşte benim enerjimde doğa misali. Sizden aldıklarımı tekrar size veriyorum. Anlıyorum ki başarılı olmanın yollarından biri de inanmak ve ötesine geçmek. Ben yaptığım işe inandım ve sevenlerimle el ele vererek ötesine geçtim.
Kahvemin sonunu yudumlarken söylemek istediğim bir şey daha var…
Enerji dolu olmak için özellikle yiyip içtiğim bir şey yok. Karnımdan önce ruhumu doyurma taraftarıyım ben dostlar. Ruhumu besledikçe yüzümde solmayan gülümsemeler, zihnimde ise yeni projeler canlanıyor.
Yüzümde ki gülücükleri görmek isteyenleri Göktürk Dergi’sinin ofisine, yeni projeleri merak edenleri ise Göktürk Dergi’sinin sayfalarını açmaya davet ediyorum.
Şimdi kendin için bir tebessüm bırak hadi dostum bugününe…
Ümitsiz kalmayın, sevgiyle kalın.