Bir ses daha duyulur mu?
“İncecik bir dal boğulmakta olan bir insana umut olabilir” diyordu hintyapımı dangalfilminde...
Hayatta hersey geçiyor
Açılan tüm yaralar kapanıyor
Kapanmaz dediklerimiz bile unutuluyor
Zaman geliyor acılar anı kırıntısı olarak kalıyor hatıramızda. Bir de öyle bir gün geliyor ki umut ışığı yeşeriyor bir yerlerden...
Geçtiğimiz günlerde yaşanan #izmirdepremi hepimizi derinden üzdü. Onlarca can kaybettik... Giden geri gelmiyor. Acı bir şekilde geçecek ve bir gün unutulacak diğer depremler gibi...
Burada asıl önemli olan hatalardan ders çıkarabilmek. Bu depremler dünyanın her yerinde oluyor. Ama Türkiye’de gibi yıkıcı olmuyor... Türkiye’deki gibi kavurmuyor insanın yüreğini...
99 depreminden sonra görüyoruz ki hiç bişey değişmemiş. Ne yazık ki ders alınmıyor. Bu nedenle sorgulamalıyız. O çürük binalara onayı kim veriyor? Önlemler neden alınmıyor? İnsanlar neden ölüyor? İnsan hayatı neden bu kadar ucuz?
Ne zaman değişeceğiz, ne zaman dönüşeceğiz? Gerçekten üzgünüm ama daha çok kızgınım...
Şu an kızgınlıkta bir şeye çare değil... Bir kişi daha bir kişi daha kurtulur mu düşüncesindeyiz...
Genci yaşlısı, onlarca canımızı kaybettik. Evlere ateş düştü...
Depremden günler sonra çıkarılan Minik Elif ise herkese umut oldu. İçimizdeki acıyı bir nebzede olsa dindirdi. Hele o itfaiyecinin elini tutan fotoğrafı ise yürekleri parçaladı.
Tüm Türkiye tek yürek oldu, enkaz altından çıkacak insanların haberini dört gözle bekliyor...
Bu bekleyiş öyle zor ki insanın içini acıtıyor. Bir ses bir ses daha duyulur mu? Ulaşılır mı o içeride kalan canlara... Bir umut daha doğar mı?