Bu yazımızda çok duyduğumuz ve Türkiye’de olabiliyor mu dediğimiz boşanmada çocuklar için Ortak Velayet kavramını, Türk hukukunda talep edilebilirliğini, şartlarını ve dikkat edilmesi gereken hususlar hakkındaki bilgilerimizi sizlerle paylaşacağız.

Bilindiği üzere boşanma davalarında eşler birçok konuda çekişme yaşamakta fakat bunların en önemlisi ortak çocukların velayeti olmaktadır.

Velayet, küçük yaşta olanların ve kimi zaman kısıtlı ergin çocukların yetiştirilmesi, bakımlarının sağlanması, gözetilmesi amacıyla, anne ve/veya babanın, çocukların manevi ve maddi varlıklarının korunması, iyileştirilmesi gibi hususlarda, onları temsil etmeleri hakkına verilen hukuki tanımlamadır.

Türk Medeni Kanunu’nun 336 maddesine göre evlilik kurumunun sona erdiği ya da ayrılık halinin mevcut olduğu durumlarda Kanun gereği, çocuğun velayeti tek bir tarafa verilmektedir. Fakat medeni kanunumuzca yapılan bu düzenleme çocuk açısından bazı olumsuzluklara yol açmaktadır. Bunlardan en çok karşılaşılanı ebeveynlerin boşanma sürecinde çocuğun velayetini almayı bir cezalandırma unsuru olarak görmesidir. Bunun yanı sıra Velayetin tek bir tarafa ait olması durumunda taraflardan biri çocuğu üzerinde karar verme yetkisinden sürekli uzaklaşmaktadır. Olumsuzlukların en önemlisi ise; Çocuğun velayeti bir tarafa verilince çocuk diğer ebeveyne yabancılaşmakta bazen düşmanca tutum sergilemektedir. Bu konuda ilk araştırmayı Gardner yapmış olup Ebeveyne Yabancılaşma Sendromu olarak kavramsallaştırmıştır. Oysaki boşanan eşler olup, çocuklar anne ve babalarıyla ilişkilerini psikolojik açıdan zarar görmeyecek şekilde sürdürmelidir.

Peki Ortak velayet nedir?

Ortak velayet, Velayet hakkı kapsamında alınan kararların ortak şekilde alınmasıdır. Bu bağlamda düşünülünce, çocuğun bakımı, eğitim ve maddi-manevi varlığının korunması amacıyla alınan kararların ortak alınması durumunun söz konusu olduğu; çocuğun eğitimi, yurtdışı seyahatleri, sağlık konularında anne babanın alacağı kararları müşterek alabilmesi durumudur.

Hukumuzdaki yeri ve şartları

Hukukumuzda İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşme’ye Ek 7 No’lu Protokol, onaylanmasına uygun bulunduğuna dair Kanun’un 25 Mart 2016 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanması ile yürürlüğe girmiş ve ortak velayete imkan tanımıştır. Yargıtay 2. Hukuk dairesi de bu konuda yenilikçi bir karar vererek ortak velayetin kamu düzenine açıkça aykırı olduğunu ya da Türk toplumunun temel yapısını ihlal ettiğini söylemenin mümkün olmadığını belirtmiştir. Tabii ortak velayetin de belirli şartları vardır. Bunların ilki çocuğun yüksek menfaatidir.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen Çocuk Haklarına Dair Sözleşme hükümleri uyarınca, çocuğun üstün menfaatinin gözetilmesi gerekmektedir.. Özellikle aile içi şiddet gibi sebeplerden kaynaklanan boşanma sebepleri varsa burada ortak velayetin yürütülemeyeceği de düşünülebilir. Tarafların geçmişleri ve güncel durumları, sosyo-ekonomik durumları değerlendirilmeli, ortak velayet koşulları detaylıca belirlenmeli, Çocuğun da görüşü alınmalıdır. Diğer şart Eşlerin ortak velayeti yürütebilmeleri için anlaşmaları gerekliliğidir. İki tarafın da ortak velayeti kabul etmesi büyük önem taşımaktadır. Son olarak da hakimin ortak velayeti uygun görmesi gerekir.

Ortak velayette nafaka

Bu konuda kanunlarımızda henüz bir düzenleme olmayıp, zamanla verilen kararlarla şekilleneceği düşüncesindeyiz. Nafaka konusunda çocuk için yapılan harcamaların ortak karşılanması en makul çözümdür. Ancak burada yine tarafların ekonomik durumlarının incelenmesi ve böylece karara varılması en sağlıklı çözümü getirecektir. Yine tarafların anlaşması durumunda anlaşma şartlarına göre nafaka belirlenecektir.

Sonuç

Ortak velayet çocuğun bir hafta annede bir hafta babada kalması demek değil, ebeveynlerin çocuk için ortak karar alabilmesi demektir. Bu konuda eşlerin boşanma sürecinde anlaşmaları büyük önem taşımakta çocuğun menfaatinin en önemli husus olduğu unutulmamalıdır.