Müge Ökten… Türkiye onu henüz 19 yaşındayken ilk Popstar Yarışması’nda “Küçük Sezen” olarak tanıdı… Müzik geçmişi ise daha eskilere çocukluk yıllarına dayanıyor… Yeteneğini ilk keşfeden ise TRT Halk Müzik Sanatçısı olan dedesi Ziya İzgin. Daha önce şarkıcı Doğuş’un prodüktörlüğünü yaptığı “Kim Mutlu Söyle” isimli şarkıyla adından söz ettiren Müge Ökten, şimdilerde ise “Gitsin Yolla” albümü ile müzikseverlerin karşısında…
Müziğe ilginiz nasıl başladı?
Dedem, TRT Halk Müzik Sanatçısı Ziya İzgin ile başladım. Daha sonra TRT Çocuk Korosu ve TRT Gençlik korosunda yer aldım. Şarkı söylemek çok hoşuma gidiyordu. Hep böyle sanatsal bir yanım vardı. Sanat yapan insanlar ile materyalist insanları karşılaştırdıklarında arada bir duygusal zekâ farkı oluşur. Onu kendimde hissediyordum. Bunun da müzikle ortaya çıktığını düşünüyorum.
İlk Popstar Yarışması’nın ilk 13 finalistinden birisiniz… Yarışmaya katılmaya nasıl karar verdiniz?
Bu benim kaderimde vardı. Uyuyordum arkadaşlarım söylediğinde gitmek istemedim. Son bir iki saat kala gitmeye karar verdim. İçeri girdiğimde Armağan Çağlayan, “Farklı biri geldi” dedi. Deniz Seki, Ercan Saatçi ve Armağan Çağlayan hepsi bana bakıyordu. “Ne gibi yeteneklerin var? Neden buraya geldin” diye sordular. Ben de “Her zaman birinin beni keşfedip İstanbul’a getireceğini biliyordum ve zamanı gelmiş ki buluştuk” dedim.
Hangi şarkıyı söyledin?
Sezen Aksu’nun “Bile Bile” şarkısı ile girdim. Ayrı olan annemi babamı düşündüm o şarkıyı söylerken ve beni finale taşıdı; çünkü şarkıyı yaşadım. Dört jüriden dört artı alarak ilk 13 finalistin arasına seçildim.
İlk yarışmanın 13 finalisti arasında yer aldın ve ilk hafta sen elendin. Neden sence?
Sahneye çıkan ilk bendim. Kurada ilk ben seçildim. İnsanlar televizyonlarını daha yeni açıyorlardı. Geç açanlar da olmuştu. Halk oylaması vardı ve insanlar benim performansımı izleyememişlerdi bile. Benim çıktığımda ses sistemi kötüydü. İlk defa Türkiye’de böyle bir format yapılıyor ve ses sistemi de ilk defa ayarlanıyor doğal olarak. Her şeyin ilkine denk gelince de aksilikler de bana denk geldi. Ve ilk hafta ben elendim.
“O üzüntüyü pozitife çevirmeyi başardım”
Bu durum seni nasıl etkiledi?
Bende ilk zamanlar çok ağır bir üzüntü oldu ama sonra o üzüntüyü pozitife çevirmeyi başardığımı düşünüyorum. Bu elenme ilk başta negatif gibi görünse de Türkiye’de ilk kez yapılan bir yarışma olduğu için elendikten sonra Sibel Can, Ebru Gündeş, Behzat Uygur gibi isimlerin sunduğu birçok canlı yayın programına ben davet edildim. Fatih Aksoy ve ekibinin çok emeği var üzerimde.
Unutamadığın bir an ya da anı var mı?
Elendiğim gün Deniz Seki’nin kulağıma “Bu dünya için çok temizsin” dediğini hatırlıyorum.
Jüri üyeleri ile görüşüyor musunuz?
Deniz Seki’ye özellikle geçirdiği o zor dönemde ulaşmaya çalıştım ama ulaşamadım. Kendisine ve kardeşine sosyal medyadan iyi dileklerimi dile getirdim. Ercan Saat’le görüşüyorum. Armağan Çağlayan ile uzun yıllardır görüşmüyorum ama görsem yanına giderim.
Yarışmacılarla peki?
Selçuk, Aydan, Alpay daha çok denk geldiğim isimler. Diğerleri ile görüşmüyorum. Herkes parasını kazanıyor bir şekilde. Aramızdan çok çok önce vazgeçip bu işin peşini bırakanlar oldu. Yarışmadan çıkan herkes ünlü olamıyor.
“Parayla starlık kazanılır ama starlıktan para kazanılamayacak günlere geldik”
Sorun nerede sizce?
Maalesef ki yarışmacılar bir pop ürünü olarak gözüküyor. Buna ben de dahilim. İnsanlar, ülkemizde farkında olmadan kültür endüstrisine göre hareket ediyor; sanata göre değil. Zaten sanata göre hareket etselerdi bu kadar kötü müzik piyasada yer almazdı. Dünya müzikleri arasında en kötü yerlerdeyiz. Güzel okunmuş kaliteli şarkılar olduğu gibi onlarla aynı kulvarda para kazanan çok kötüler de var. Bu denge paranın gücü ile sağlanıyor. Paran varsa bu yolda yürümek daha kolay. Parayla starlık kazanılır ama starlıktan para kazanılamayacak günlere geldik.
Yarışma bittikten sonra ne yaptın?
İzmir’e geri döndüm. Popstar yarışmasının devamı yapıldı. Ben de bu kadar star adayının içinden sıyrılmak ve elimde bir altın bileziğimin olması için üniversiteyi bitirmeye karar verdim. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Müzik Anabilim Dalı Müzik Öğretmenliği Bölümü’nü bitirdim. Bu arada söz müzik çalışmalarım devam etti. 2010 yılında 9 şarkıdan oluşan “Mügemmel” adında bir albüm çıkardım. Sözleri annem Ayşenur Ökten İzgin ile paylaştık ama müziklerin tamamı bana ait. Bu benim ilk tecrübem. Hiç bilinmez ama içinde çok güzel şarkılar vardır.
“Doğuş bir yetenek arıyordu ve beni buldu”
2014’te Doğuş ile bir düet yaptınız “kim mutlu söyle” diye nasıl bir araya geldiniz?
Bir müzisyen arkadaşımın aracılığı ile tanıştım. Doğuş, bir yetenek arıyordu ve beni buldu. Sesimi dinledi ve çok iyi yabancı şarkı söylediğimi, kumaşımın temiz olduğunu, şimdiye kadar çoktan patlamış olmam gerektiğini söyledi. Birlikte bir şeyler yapabileceğimizi söyledi. “Kim mutlu söyle” şarkısının bestesi ona ait. Birlikte düet yaptık. Klipte de oyandı daha ne yapsın?
Şimdi, “Gitsin Yolla” albümü ile çıktınız hayranlarınızın karşısına... Biraz da ondan bahsedelim.
Evet, “Gitsin Yolla” adını taşıyan Max Singel albümüm çıktı. Singel’ın ilk video klibi, albümle aynı adı taşıyan ve albümün aranjörü Gökhan Doğanay’la feat yaptığımız ‘Gitsin Yolla’ şarkısına çekildi. Şu an müzik kanallarında dönüyor ve çok iyi geri dönüşler alıyoruz. Ayrıca, söz ve müziği bana ait olan “Ses Kes” şarkısının yanı sıra Yıldız Tilbe’nin ‘Sevmeyeceğim’ şarkısının coverının da bulunduğu bir albüm oldu ve dijital platformlarda yerini aldı.
Son olarak hayranlarına ne söylemek istersin?
Herkesin çok sevdiği değerli bir sanatçı ile yeni bir prodüksiyon hazırlığımız var. Çok yakında müzikseverlerle buluşturacağız. Şimdilik sürpriz olsun. Beni takip etmeye devam etsinler.