TEDAVİSİ VAR MIDIR?
Derimize renk veren hücrelerin (melanositlerin) fazlaca çalışması sonucu özellikle yüz bölgesinde görülen ve kozmetik açıdan hepimizi rahatsız eden bir durumdur. Uzun süre güneş ışınlarına maruz kalındığında, melanosit hücreleri cildimiz korumak amacı ile melanin maddesini daha çok üretir. Güneşe maruz kalan bölgeler olan yüz, dekolte ve ellerde kahverengi lekeler şeklinde görülmektedir.

Melasma, pigmentlerinin yerleşimine göre; yüzeyel, derin ve mikst tip olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Melasmanın derinliğini anlamak için tedaviye başlamadan önce dermatologlar olarak, wood ışığı ile lezyonları değerlendirilmesini önemsiyoruz. Derin yerleşimli olanlar tedaviye daha zor yanıt verirken, yüzeyel olanlarda tedaviye yanıtı daha iyi olmaktadır. Bu sebeple derin yerleşimli olanlarda kombine tedaviler gerekmektedir. Ayrıca kişinin cilt tipi ve lekenin nerde olduğuna göre de tedavi seçeneği değişmektedir.

LEKE OLUŞUMUNUN NEDENLERİ?
En sık nedeni güneş ışınlarına olan maruziyet, genetik faktörler (çiller), hormonal hastalıklar (tiroid hastalığı), gebelik dönemi, kozmetiklerin yanlış kullanımı, ilaçlar (doğum kontrol hapları, tetrasiklin gibi antibiyotikler, kortizon ve antidepresanlar), tedavi edilmeyen akne, evde uygulanan bilinçsiz peeling işlemleri, tedavi edilmeyen uçuk (herpes), bazı bitkiler (incir ağacı, çayır otu ve pelin otu), bergamot yağı, yiyecekler (kereviz ve anason, havuç, maydanoz), bazı makyaj malzemeleri, kolonya, parfüm, sabun ve nemlendiriciler gibi kozmetik ürünler de özellikle güneşle teması takiben bu tür lekelenmelere yol açabilir.

LEKELİ BİR CİLDİN TEDAVİSİ NASIL OLMALIDIR?
Renk açıcı kremler: Kojik asid, arbutin, E ve C vitamini gibi antioksidanlar, glikolik asid içerenler tercih edilmelidir. Kimyasal peeling (soyma) işlemi: Kış döneminde tercih edilen ve sıklıkla glikolik asid içeren meyve asitleri kullanılarak cildin üst tabakasının yenilenmesi sağlanır.

Enzim peeling (leke maskesi): Son yıllarda kullanılmaya başlayan kış dönemlerinde tercih edilen özel bir soyma yöntemidir. Özel bir karışım maske gibi uygulanıp, 8-10 saat yüzde bekletildikten sonra ılık su ile çıkarılır. Sonrasında da 4-6 ay süre ile leke açıcı özelliğe sahip olan ev devam kremleri kullanılır.

Leke mezoterapisi: Lekeyi azaltan özel karışımlar cilt altına enjekte edilerek ve beraberinde dermapen gibi mikroiğneleme sistemi kullanılarak ürünün daha alt tabakalara geçişi sağlanır. Ayrıca leke oluşumunu engellemek için hyaluronik asid, aminoasid, somon DNA, antioksidan ve vitaminler içeren mezoterapi ürünleri ile cilt tabakası desteklenmelidir. Altın iğne tedavisi: Ucunda bulunan özel mikroiğneler ile cilt ve cilt altına radyofrekans dalgaları gönderilerek cildin yenilenmesi sağlanır.

Laser tedavileri: Fraksiyonel Erbium; YAG, Q-switched Nd;YAG, KTP ve IPL gibi lazerler özellikle kış dönemlerinde tercih edilmelidir.

LEKESİ OLANLAR NELERE DİKKAT ETMELİDİR?
Yıl boyunca düzenli güneşten korunmak tedavinin temelini oluşturmaktadır. Güneş koruyucu kremler hem UVA hem de UVB koruması içermelidir. UVA camdan bile geçebilmesi nedeni ile dışarı çıkılmasa da güneş koruyucu kremlerin gün içinde iki saatte bir sürülmesi gerekmektedir.

Leke ve kanser riski nedeni ile solaryum ve güneşte bronzlaşmaktan kaçınılmalıdır.

Güneşe çıkmadan önce tüy sarartıcı krem, ıslak mendil, alkol içeren tonikler, kolonya, deodorant, parfüm kullanılmamalıdır.

Cilt bakımı, epilasyon ile kimyasal peeling, mezoterapi, altın iğne, fraksiyonel laserler gibi kozmetik uygulamalar sonrasında düzenli güneş koruyucu krem kullanılmalıdır. Var olan sivilcelerin sıkılarak travmaya uğratılmaması ve uygun tedavi almak için mutlaka dermatologlara danışılmalıdır. Özellikle ergenlikte döneminde görülen sivilcelerin önemsenmemesi, nasıl olsa geçeceği yönündeki yanlış bilgiler ne yazık ki çocuklarımızın sonrasında yüzünde çukurluklar şeklinde iz bırakmaktadır.

Sonuç olarak; düzenli güneş koruyucu krem kullanımı ile lekelerin ortaya çıkışını engellememiz mümkündür. Var olan lekelerinde tedavisi konusunda dermatologlara başvurmanız yeterlidir.