1-      Alper Üstündağ Kimdir? Bize kendinizden bahseder misiniz?

İstanbul’un en güzel semtlerinden Beşiktaş/Ortaköy’de doğdum, Kadıköy/Sahrayıcedid’de büyüdüm. Küçük yaş itibariyle sporu, futbolu çok sevdim. 19 yaşımda futbolculuk hayallerine, yaşadığım ciddi sakatlık dolayısıyla nokta koydum. Sonrasında B planım olan Spor Spikerliğini devreye soktum. Askerlik dönemi sonrası ise tiyatro bölümü okuyarak Oyuncu olma yolunda adımımı attım. Arkasından seslendirmen, radyo programcısı, özel organizasyon sunucusu, Eğitmen mesleklerim arka arkaya sıralandı. Şimdi geldiğim noktaya baktığımda Oyuncu-Sunucu Alper Üstündağ olarak karşınızdayım.  

2-      Spor dünyasında özellikle de Futbol alanında önemli bir adınız var. Bugüne kadar neler yaptığınızı ve gelinen noktada sahip olduğunuz ünvanları bizimle paylaşır mısınız?

Lisanslı yüzdüm, atletizm yaptım ve futbol oynadım. Sporcu kimliğimi medyaya taşıyıp

Spor  spikeri ve Spor Programcısı oldum. Hak çıkınca, Türkiye Futbol Federasyonu eğitimlerini tamamladım ve Lisanslı Futbol Antrenörü oldum. Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nde binlerce genç öğrenciye, öğretim görevlisi olarak İletişim Mentörlüğü  yaptım. Son olarak ise Türkiye Futbol Federasyonu ‘Oyuncu ve Maç izleme Antrenörü’ oldum. Bilgi ve tecrübemi bu noktaya taşıdığım için çok mutluyum, yapılacak daha çok iş var.  

3-       Alper Bey radyocu olma yolculuğunuz nasıl başladı? Şu anda hangi noktadasınız?

Spor spikerliği yaptığım dönemde, yıllardır spor dünyasının içinde yer alan ve aynı zamanda medya patronu olan Sadettin Saran ile bir canlı yayın gerçekleştirdim. Sonrasında kendisinden radyo programı yapmam yönünde bir teklif aldım. Olur mu? olmaz mı? derken kendimi bir anda mikrofon başında buldum. Programıma isim düşünürken, rahmetli gazeteci İlker Ateş ‘ben Spor Kazanı yapıyorum,sen de Kazan’ı Kaynat olsun bitsin’ dedi. Alper Üstündağ ile Kazan Kaynıyor 2008 yılında böyle doğdu. Bir çok radyo kanalında sporseverlerle buluştuk başarılı işlere imza attım.  Son 2 senedir ise; Radyo Gol’de, ‘Baba Yapı Alper’ olarak spor medyasına manşet olan röportajlar yaptım. Sporun içinde kalmaya devam ediyorum.     

4-      Alper Üstündağ için futbol dersek, neler söyler? Futbol camiasını nasıl yorumlar?

Futbol benim her zaman hayatımın merkezindeydi. Küçük yaşlarda tanıştığım futbol topunu elimden hiç bırakmadım. Kimilerine göre 22 futbolcunun 1 topun peşinden koşarak onu kaleye sokabilmek için mücadele ettiği saçma bir spor. Ama büyük taraftar kitlelerini peşinden sürükleyen, dünyanın 1 numaralı sporu ve kazandırdıkları tartışılmaz. Bana ekmeğini futboldan mı kazanacaksın? Spor karnını mı doyuruyor? diyenlere kulaklarımı tıkadım sadece işime baktım. O konuşanlar başarılarımı gördükçe, ‘o futbol, o spor sana para kazandırdı seni tebrik ederiz’ dediler. Futbol camiasını anlamak ise çok zor, inanın yıllardır içindeyim anlayamadım siz de anlamayı beklemeyin. Açıkçası, 2011 yılında patlak veren şike olayları sonrası da keyif vermiyor bana. Ama izliyoruz işte, çünkü kopamıyoruz futboldan.      

5-      Bir de Radyoculuk ve Sunuculuk hariç Oyunculuk mesleğiniz var. Neler anlatırsınız bize?

Benim oyunculuk serüvenim askerlik dönemi sonrası başladı. Bir sinema filmi görüşmesi için gittiğim ajans kapısından, tiyatro okumaya giden yol. Aile dostumuz vasıtasıyla rahmetli büyük usta Gazanfer Özcan ile tanışma fırsatı yakaladım. Sonrasında açılan MSM kapısı ve gelen mezuniyet. Ama televizyonculuğu bırakıp Oyunculuk macerasına atılmam 2009 yılını buldu. Çok İzlenen dizi projelerinde yer aldım, Türkiye’de izlenme rekoru kıran bir sinema filminde oynadım ve reklam piyasasının aranan oyuncusu oldum. Seviyorum bu mesleğimi de.  

6-      Önemli firmaların reklam yüzü oldunuz. Kaliteli işlerde yer almayı nasıl başarıyorsunuz?
Mezuniyetim sonrası en büyük isteğim reklam oyuncusu olmaktı. İnanır mısınız bilmem ama, 2004’ten 2014 yılına kadar görüşmeye gittiğim tüm reklamlardan elim boş döndüm. 2014 yılında başlayan reklam serüvenim, çok şükür bugüne kadar çektiğim başarılı işlere kadar uzandı. Önde gelen bir çok firmanın reklamında oynadım, hatta yüzleri oldum. Reklam panolarının yer aldığı her yerde fotoğraflarım vardı, düşündüğümün de ötesine gittim yani. Şimdi seçilenden çok seçen tarafta yer almam benim için önemli bir başarı hikayesidir.     

7-      Bir çok farklı alanda yer almak zor olsa gerek, bunları bir arada nasıl yürütüyorsunuz?
Yeni nesile ne tavsiyeler verirsiniz?

Sunucu olmak, Radyo Programcısı olmak, Oyuncu olmak, Eğitimci olmak, Antrenör olmak, Seslendirmen olmak. Mc olmak vs. Say say bitmiyor maşallah, 2018 yılında çekilen belgeselimde söylenen ifade gibi İsviçre Çakısı gibiyim sanırım. Değerlendirme noktasına geldiğimde tek bir şey soruyorum kendime, bu yaşıma bu kadar mesleği nasıl sığdırmışım? İnanın kolay olmadı ama akış getirdi tüm meslekleri. Hepsi de benim için özel bir yere sahip, her birinden ayrı keyif alıyorum. Tavsiyede bulunacağım arkadaşlar; istediklerinin peşinden koşsunlar, yılmasınlar, pes etmesinler ve yapacakları mesleği çok sevsinler arkası geliyor zaten.         

8-      Alper Bey, bir çok röportaja imza attığınızı söylediniz. Peki sizin için özel bir yere

sahip olan hayatınızda iz bırakan bir röportajınız var mıdır?

Röportajlarımın aslında her biri çok değerli. Ancak, ‘öldükten sonra anılmaya devam etmek istiyorsanız arkanızda kalıcı eser bırakın’ sözünden yola çıkarsak, Beşiktaş Kulübü efsane başkanı Süleyman Seba ile yapmış olduğum ve büyük yankı getiren, ödül aldığım o son röportaj bu anlamda çok değerli. Söyledikten sonra  tribünlere pankart olan, adına besteler yapılan ‘Beşiktaş’ı Üzmesinler’ sözü unutulacak gibi değil. Uzun yıllar önce yapmış olmama rağmen röportajı düşündüğümde doğru zamanda doğru yerdeymişim. Bu dünyadan gitsem dahi anılmaya devam edileceğini bilmek çok güzel bir duygu, gerçekten gururluyum.  

9-      Peki kendinizi nasıl tanımlarsınız? İş hayatınızda öncelikleriniz nelerdir?

Mütevazi, sevecen, elinden geldiğince insanlara yardım etmeyi seven bir yapım vardır. Kızdım mı kızarım ama çok uzun sürmez çabuk toparlarım. Sildiğimde silerim affetmem kolay olmaz. Hangi işimi yaparsam yapayım önceliğim disiplindir. Asla geç kalmam geç kalınmasını sevmem, kibirli hareket etmem edilmesinden nefret ederim. Bir işi kafama koymuşsam elde edene kadar savaşırım (galip çıkmadığımı pek hatırlamıyorum) sonrasında sıkıntı yaşamamak adına da tarzımı, tavrımı en baştan belirlerim ve her şeyin güzel olacağına inanırım.     

10-  Son olarak başarı yolculuğuna koşan gençlerimize mesajınız ne olur?

Öncelikli olarak başarabileceğim her şeye EVET dedim. Hayır dediklerim de oldu elbet ama yapabileceklerime hep inandım. Ne mutlu ki, yarı yolda kalmadım. Küçük yaşta babamı kaybetmiş olmak ne kadar zor olsa da ağabeylerim ve Annem bir o kadar şanstı bana. Tabi yaşadığım şanslı anlar kadar talihsizlikler de oldu. Ama her birinde şükrettim, dersler çıkardım, hataları yapmamaya çalıştım, geriye değil hep ileriye bakmayı kendime ilke edindim. Daima ayakta kalmayı, ufacık şeylerde yıkılmamayı öğrendim. Hiç bir zaman oldum demedim, geldiğim noktadan memnunum ama daha başarılı işler yapmam gerektiğini biliyorum.  Onlarda vazgeçmesinler sevdikleri işin peşinden sonuna kadar gitsinler.