Vatikan, Pazartesi günü Roma Katolik Kilisesi'nin ilk Latin Amerikalı lideri olan Papa Francis'un öldüğünü duyurdu.

Papalık kurumuna ve Katolik Kilisesi'nde köklü değişiklikler yapmak için büyük çaba gösteren, insan haklarını savunurken sıklıkla başka papaz ve kardinellerle çatışan Papa, yaşamını yitirdi.

88 yaşındaki Francis, papalık döneminde çeşitli rahatsızlıklar geçirmişti. Son dönemde yaşadığı çift taraflı zaattüre sonucu, doktorlarının görüşüne göre "ölümden dönen" Papa, tedavisine rağmen konuşmakta ve nefes almakta güçlük çekiyordu.

Paskalya bayramından bir gün sonra ölen Papa, Aziz Petrus meydanında halkı selamlamış, bebekleri kutsamış ve aynı gün ABD Başkan yardımcısı J.D. Vance ile kısa bir görüşme gerçekleştirmişti.

Papa'nın ani ölümü birçok kişi için bir şok etkisi yarattı. Haftalarca tedavide kalan, solunum cihazına bağlı yaşamak durumunda kalan ve ilaç tedavisi sebebiyle "hafif" böbrek yetmezliği geçiren Papa, tüm sorunlara rağmen tedavisini bitirmiş ve Papalık görevini devretmeyi reddetmişti.

DEĞİŞİMLERLE DOLU BİR HAYAT

76 yaşında Papalık tahtına oturan Arjantin doğumlu Franciscus, eski adıyla Jorge Mario Bergoglio, 2013 yılında Papa seçildi.

Cizvit tarikatından gelen ve Latin Amerika kökenli ilk Papa olan Francis, yönetimi boyunca küresel ısınma gibi konularla mücadele etti ve Katolik Kilisesi'nde olağanüstü reformlar gerçekleştirdi.

Ancak, bazı geleneksel konulardaki tutumları nedeniyle eleştirilerle karşılaştı. Özellikle LGBT bireylerin ve boşanmış Katoliklerin de kilisede kabul görmesi hakkındaki açıklamaları, bazı çevrelerde eleştirilmesine neden oldu.

Papa Franciscus, 17 Aralık 1936'da Buenos Aires'te doğdu. Çocukken geçirdiği akciğer enfeksiyonu sebebiyle sağ ciğerinin yarısı ameliyatla alındı. Bu sağlık sorunu, hayatı boyunca Papa'nın peşini bırakmadı.

Kimya teknisyeni olarak eğitim aldıktan sonra, 1969'da rahip olarak atandı. 1998'de Buenos Aires Başpiskoposu oldu ve 2001'de Kardinal unvanını aldı.

2013'te Papa seçildiğinde, "Franciscus" adını alarak, Aziz Francis'in yoksullara yardımlarını ve barışa olan bağlılığını üstlenmeye ant içti.

Papalık döneminde, cinsel istismar skandallarına karşı sert önlemler aldı ve Vatikan'da yapısında şeffaflık için çaba gösterdi.​

Franciscus'un liderliği, Katolik Kilisesi'ni daha kapsayıcı ve çağdaş bir yöne taşımayı amaçladı. Ancak, kadınların rahiplik yapması ve kürtaj gibi konularda geleneksel duruşunu korudu.

Ölümüyle birlikte, Katolik Kilisesi yeni bir lider seçme sürecine girecek. Yeni liderin kim olacağı ise kardinaller arasındaki seçim sonucunda belli olacak.

Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/