Prof. Dr. Şükrü Ersoy, CNN Türk'te yayınlanan Tarafsız Bölge programında Malatya'da meydana gelen 5.4 büyüklüğündeki depreme ve beklenen İstanbul depremine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. 

ARTÇI SARSINTILAR 

Ersoy, "3 dakikada bir artçı deprem normal mi?" sorusuna "1 yıldan 2'den büyük 24 bin deprem olur Türkiye'de. Her ay 2 bin tane deprem. 10 bin depremi 2 bine böldüğünüz depremi 5 ay yapar. 5 ayda olması gereken deprem 3 haftada oldu. Elbette deprem fırtınasından söz edebiliriz. Ama bu normal. Deprem bir an değil bir süreçtir. Yerin dengelenmesi için bu artçıların yaşanması gerekiyor. Bugünkü Malatya'daki deprem bölgedeki gerilimden dolayı oldu. Tam Doğu Anadolu fayın üzerine oturmuyor. Doğanşehir'den gelen bir fayın kuzeydoğu ucuna denk geliyor." diye cevap verdi.

MALATYA DEPREMİ

Naci Görür'ün "MTA haritasında çizilmemiş fay" açıklamasını değerlendiren Ersoy "MTA bütün diri fay haritalarını yapan bir kurumdur. Türkiye'de yaklaşık 500 tane deprem oluşturabilir fay çizilmiş. Bunların hepsi de 5,5'dan büyük deprem oluşturabilir. Biz bu sayıyı 1992 yılında 150 biliyorduk. Bu sayı 500'e çıktı. Türkiye'nin deprem tehlikesi kendiliğinden 3,5 kat arttı. Orada bir fay vardır, yeterince incelenmemiş faydır. Depremin komşu alanları gelecekte deprem oluşturabilecek potansiyel yerler. Daha küçük deprem olsaydı bu kadar artçı yaşanmazdı. Bu artçıları en az 1 yıl yaşayacağız. Bu depremler yine olabilir. Foça ve Düzce'deki deprem artçı değil. Büyük bir zorlama karşısında tüm fay zonların bir dengesizlik var. Bir bütün olarak ele aldığımızda bir hareketlilik var. Bu depremler fay zonlarını zorladı. Hareketli bir dönem yaşıyoruz. Sabırlı olmak gerekiyor" diye konuştu.

BEKLENEN İSTANBUL DEPREMİ

"Bu depremler, bu hareketlilik İstanbul depremini etkiliyor mu?" sorusuna cevap veren Ersoy "Bu büyük depremler olmasaydı bile Foça ve Düzce depremi yaşanacaktı. Çünkü bu depremlerin mekanizması farklı. Ege Bölgesi'nde Deprem mekanizmaları farklı çalışır. İstanbul depremini öne çekmesi mümkün değil. Her 2 günde bir 4 büyüklüğünü aşan depremler oluyordu. Biz 4 büyüklüğündeki depremi ayakta bile hissederiz. 5 büyüklüğündeki deprem enerji olarak ondan 30 kat fazla olduğu için çok bariz hissederiz. 5.5'i geçerse hasar da verebiliyor. Çok hassas insanlar bazen 3 ve 3.5 büyüklüğündeki depremi hissedebiliyor" dedi.

İstanbul depremi risk haritasını değerlendiren Ersoy şu ifadeleri kullandı:

"Bu haritaya göre en koyu renk en riskli bölge. Bana göre öyle değil. Bu inşaata göre hazırlanmış risk haritası. Çünkü yerde çok değişken var. Jeoloji haritası görseydim daha iyi söyleyebilirdim. Bu faya uzaklığına göre hazırlanmış. Bordo renk faya göre belirlenmiş. Haliç'ten Bahçeşehir'e oradan Sarıyer'e kadar olan alan Türkiye'nin en sağlam kayaçları sayılabilecek bir yer. Sarıyer'de dere yatakları kötü. Parsel olarak söylemiyoruz. Bu genel bir yaklaşım. Anadolu yakası genel olarak sağlam. Dere yatakları ve kayaçların üzerindeki çürümüş yeri kaya olarak kabul etmemek lazım. Sert bir kaya ise yapıyı daha kolay yaparsınız. Şile kısmen iyi, Çekmeköy, Beykoz, Ümraniye, Kadıköy, Ataşehir iyi. Maltepe, Pendik ve Kartal'ın sahil kesimleri iyi değil, iç kesimleri iyi. Sultanbeyli ve Sancaktepe'nin yüksek kesimleri iyi. Benim söylemimden yola çıkarak ben sağlam yerde oturuyorum diyemezseniz. Parsel bazından yersel değişimler olabiliyor. Büyükçekmece, Küçükçekmece, Avcılar, Zeytinburnu, Esenler, Bağcılar, Fatih, Beylikdüzü, Bakırköy, Güngören'in zemini kötü. Yapı stoğu da kötü. Oralarda müdahale ekiplerinin çok zorlanacağını düşünüyorum. Esenyurt'a yapılan gökdelenle Şişli'de yapılan gökdelen depreme karşı farklı sınav verecek. Esenyurt'un zemini kötü. Bu nedenle Esenyurt'taki gökdelenler teorik olarak zarar görebilir."