"Kadınlara yönelik şiddetin dünya çapında tahmini oranının yaklaşık %25-%50 arası olduğunu biliyor muydunuz?"
Dünya sağlık örgütünün 2013 yılında yayınladığı rapora göre dünyadaki kadınların %35’i şiddete maruz kalıyor. Türkiye de ise bu oran 2008 yılında yapılan araştırmaya göre %39’dur.
Günümüzde kadınların hala şiddetle mücadele etmeleri ne kadar trajik öyle değil mi? Kaldı ki şiddet gösterenlerde birer anne evladı. Ne yazık ki şiddet gören veya şiddete aile içinde tanık olan çocuklarda kadınlar kadar etkilenmektedir. Bu gibi durumlarda genel olarak çocuklarda kaygı bozuklukları, korkular, yeme ve uyku bozuklukları görülmeye başlanabiliyor. Ayrıca benlik saygısının düşmesi, çaresizlik, şiddete başvurarak istediğini yaptırabilmeyi öğrenmelerinin yanı sıra, büyüdüklerinde de aynı davranışı gösterme potansiyelleri artıyor. Şiddet gösterme eylemi de bir kısır döngüye giriyor maalesef.
En çok şiddet gören kadınların durumlarına baktığımızda;
Az eğitim görmüş veya hiç eğitim görmemiş
Sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan
Daha az sosyal destek gören
Ekonomik olarak kocasına bağımlı ya da kocasından daha fazla kazanan
Ebeveynleri tarafından şiddet görmüş kadınların şiddete uğrama oranının daha fazla olduğu bir gerçektir.
Peki, şiddet yalnızca fiziksel midir?
Tabi ki hayır.
Kadına şiddetin çeşitleri vardır. İlla fiziksel olması gerekmez psikolojik şiddette kadının ruh sağlığının bozulmasına yol açar. Şiddetin fiziksel ve psikolojik boyutlarının da yanı sıra cinsel ve ekonomik şiddette mevcuttur. Bu durum hem bireysel hem de toplumsal bir sorundur.
Şiddet gören kadın en güvende olması gereken evinde bile kendisini tehdit altında hisseder, bu durumu çevresiyle paylaşmaya çekindiği için sosyal yaşamdan uzaklaşır ve iyice depresif bir duygu durumuna bürünür. Bir süre sonra bu kişide öğrenilmiş çaresizlik ortaya çıkmaya başlar ve yardım arama ihtiyacını bile eyleme geçirmekte zorlanır. O nedenle her kadının bu gibi durumlarda ne yapması gerektiğini, nereden destek alabileceğini biliyor olması oldukça önemlidir.
Kadın şiddet gördüğü zaman en yaygın olarak korku, kaygı, suçluluk, değersizlik, huzursuzluk gibi duygular yaşar. Şiddetin sonucu fiziksel darbeyse kimi zaman ölümle sonuçlanır kimi zamansa kişiyi intihar düşüncelerine ve hatta intihar eylemine sürükleyebilir. Şiddet gören kişilerde aynı zamanda depresyon, travma sonrası stres bozukluğu, kendine zarar verme davranışı, anksiyete bozukluğu, alkol veya madde bağımlılığı gibi bir çok psikolojik/psikiyatrik durumlar ortaya çıkabilmektedir. Bu noktaya gelinmeden önce kişinin harekete geçmesi ve yardım kuruluşlarına başvurarak kendi güvenliğini sağlamasının yanı sıra psikiyatrik ve psikolojik tedavileri içinde destek almaları yaşamlarını tekrar kurabilmeleri açısından son derece önem taşır.
Şiddet gören kadınların destek alabileceği kurumlar:
Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı Alo 183
Alo 155 Polis İmdat
Alo 156 Jandarma İmdat
112 Acil
Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı 0212 656 96 96
Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünde, Aile ve Sosyal Politikalar İlçe Müdürlüğünde, Aile Danışma Merkezleri ve Toplum Merkezlerinde ücretsiz olarak danışmanlık ve yönlendirme hizmetleri alabilirler.
Şiddet Önleme ve İzleme Merkezine başvurabilirler. Bu merkezlerde hukuki, psikolojik ve danışma gibi farklı alanlarda hizmetler sunulmaktadır.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü olmak üzere, sivil toplum kuruluşları, belediyeler, kaymakamlıklar ve valiliklerin yürütmekte olduğu hizmetler arasında şiddet gören kişiler çocukları ile birlikte geçici süreliğine sığınma evlerine barınmak için başvurabilirler.