GÖKTÜRK

AMBALAJ TUTKUMUZDUR!

-Ambalajı nasıl tanımlarsınız?

Ambalaj içine konulan ürünü koruyan, raf ömrünü uzatan, ürünün en temiz ve en güvenilir koşullarda size ulaşmasını sağlayan, sizi içeriğiyle bilgilendiren, içindeki ürünün güvenli taşınmasını ve depolanmasını kolaylaştıran değerli bir malzemedir.

Tüm gıdalar doğru ambalajlandığında tüketiciler el değmemiş ve taze ürüne ulaşırken, ürünler dış etkenlerden korunduğu için daha uzun süre dayanır ve dolayısıyla israf da önlenmiş olur. Buna en güzel örnek ekmeğin artık ambalajlara girmiş olmasıdır. Şimdi yeni düzenlemelerle meyve ve sebze ürünlerini de çok yakında ambalajlı olarak satın alıyor olacağız. Bunun yanı sıra tüketici ürünün ne zaman, nerede üretildiği konusunda bilgi sahibi olmakta. Ambalaj, ürünü izlenebilir hale getiriyor ve böylece kayıt dışını da ortadan kaldırıyor.

Günümüzde hala ambalaja çöp muamelesi yapılsa da kullanım ömrü tamamlanan tüm ambalajların geri dönüşüm sürecine girmesi gerekiyor. Çünkü ambalajı çöpe atmak sadece dünyamızın geleceğine değil ülkemize, ekonomimize de zarar veriyor. Bugün bir alüminyum içecek kutusunu geri dönüştürdüğümüzde bir televizyonu üç saat çalıştıracak enerjiyi kazanmış oluyoruz. Ya da 1 ton kâğıdı geri dönüştürerek 17 ağacı kesilmekten koruyoruz. Henüz ambalaj atıklarının tüketiciden sonraki süreçte toplanması ve ayrıştırılması için gerekli sistemlerin oluşturulması da ülkemizin yol alması gereken ve ekonomimizi olumlu yönde etkileyecek süreçlerden birisi.

Bir ton metal geri dönüştürüldüğünde; hammadde işlenmesine göre enerjinin %74 ve hammaddenin %90 korunduğu, su tüketiminin %40 azaltıldığı, atık su kirlenmesinde %76, hava kirlenmesinde %86 ve maden atıklarında %97 azalma olduğu gözlenmiştir.

ü

-Ambalajın kendi içerisinde bir sınıflandırması mevcut mu?

Ambalaj dünyası çok geniş bir dünya.  Ambalajın hayatımıza ilk giriş noktasına döndüğümüzde;

İlk ambalajlamanın yaprak gibi doğal malzemelerle başlamış olduğunu görüyoruz. Daha sonra dokunmuş malzemeler ve çömlekler gibi ürünlerle seri üretime geçilmiştir. Cam ve ahşap ambalajların yaklaşık 5000 yıldır kullanıldığı tahmin edilmektedir. 1823 yılında İngiliz Peter Durand, sac levhadan yapılan ilk metal ambalaj olan “canister”in patentini almıştır. Çift dikişli üç parçalı teneke kutu, 1900 yılında kullanılmaya başlanmıştır. Kâğıt ve karton 1900’lü yıllarda önemli ambalaj malzemeleri hâline gelmiştir. Plastiğin keşfi ile birlikte kâğıt ambalajın yerini, plastik ambalajlar almaya başlamıştır.

Plastikler, genel olarak II. Dünya Savaşı’ndan sonra ambalaj uygulamalarında kullanılmıştır. Polietilen, savaş yıllarında çok miktarda üretilmiş ve savaştan hemen sonra piyasada kolayca bulunan bir malzeme hâline gelmiş ve ekmek ambalajlarında kullanılan yağlı kâğıdın da yerini almıştır.

Plastik ambalaj sektöründeki büyüme, 1970’li yıllardan sonra hızlanmıştır. Günümüz teknolojisi ve şartlarında daha önceleri kullanılan ambalaj malzemelerinin yerine, daha uygun ve ekonomik olan plastik, alüminyum, cam, metal, kâğıt ve karton malzemeler kullanılmaya başlanmıştır. O yıllarda, sadece taşıma ve depolama amaçlı kullanılan ambalaj, bu yeni malzemelerle ürünün reklamını da yapar hâle gelmiştir. Dolayısıyla ambalaj, artık ürününüzün satış politikasının da bir parçası sayılıyor. Çünkü raflarda yan yana dizilip müşterisini bekleyen aynı tip ürünler arasındaki farkı, artık ambalaj yaratıyor.

Sektörün gelişimini takiben ambalaj; Plastik , kağıt-karton , teneke-cam olarak üç gruba ayrılıyor.

Plastik ambalajlar da; sert plastik ve  flexible (esnek ambalaj )olarak  kendi içinde gruplanmaktadır.

-Türkiye ‘de ambalaj sektörü nasıldır?

 Türkiye Ambalaj sektörü dünyada 17 ve Avrupa’da 6. sırada yer almaktadır. Türkiye ambalaj sektörünün her yıl Türkiye ekonomisinin büyüme oranının yaklaşık iki katı büyüme gösterdiğine dikkat çekmek isterim.

Son 15 yılda ambalaj tüketimimiz 2 kat artarak kişi başı yıllık tüketimimiz 220USD seviyelerine ulaştı. Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutlayacağımız 2023’te sektör olarak hedeflerimizden biri de kişi başı yıllık tüketimi 300 USD’ ın üstüne çıkarmak. Bu oran Avrupa’da 350 USD, Amerika’da ise 500 USD seviyesindedir.

  • Kendinizden bahsedebilir misiniz?

Mühendislik kökenliyim. Yirmi yılı aşkın süredir ambalaj sektöründe pazarda lider firmalarda yöneticilik yaptım. Ambalajın üretiminden geliştirmesine, kalitesinden pazarlama ve satışına farklı deneyimlerle bu uzun soluklu süreçte pazarda lider ürünler yaratmak ve ilklere imza atmaktan her zaman ayrı bir mutluluk duydum.

Yirmi yıl önce ambalaj konusunda ülkemiz hem ürün çeşitliliği, hem ürünlerin korunması için uygun ambalajların seçimi, üretimi ve teknolojisi, uygulamaları konusunda oldukça bakirdi.  Bu süreç süresinde pazarın ilerlemesi, yeni ürünlerin pazarda üretilebilir noktaya gelmesi, kullanıcı ve tüketicinin bu alanda bilinçlenmesi ve tüm bu süreçlerde vermiş olduğumuz mücadelelerle sektörün bugünkü noktasına ulaşmamız gerçekten gurur verici. 

Firmamız, Wipf Doypak Paketleme San. ve Tic. A.Ş. aslında tüm tecrübelerimin ve meslek hayatım süresince vizyon edindiğim inovasyon ürünlerin pazara kazanımı, sunumu ve gelişimini sağlama hedefime tamamen odaklandığım bir ürün portföyünde ilerlemekte.

-Firmanızdan ve ürünlerinden bahsedebilir misiniz?

2013 yılı itibariyle pazara 100 yılın üzerinde tecrübesiyle Avrupa’nın liderlerinden ve tamamen inovasyon odaklı Wipf İsviçre firmamızın ürünleriyle girdik. Her zaman innovative ürünlerin pazarda yol alması standart ürünlere göre emek isteyen yorucu ve uzun soluklu bir süreç. Ancak sonuçları ve elde edilen başarıdan alınan haz da bir o kadar yüksek.

2013 ‘den bugüne hem pazarın ivmelenmesi, gelişimi ve hem de doypak ( stand-up pouch ) ürünlerin pazarda bilinirliliği adına ciddi bir başarı sağladığımız inancındayım.

Sizlerin de gözlemlediği gibi özellikle kuruyemiş sektöründe başlayan geçiş şimdi diğer gıda ürünlerinde de yerini almakta. Ülkemiz hem üretim hem tüketim ve hem de ihracat olarak tam bir kuruyemiş cenneti. Kuruyemişin tazeliğini ve besin değerlerini koruması ise doğru ambalaj seçimiyle mümkün. Ürünlerin alüminyum içeren yüksek bariyerli doypak ( oturan poşet ) ambalajlara konması, kilit sistemiyle paketin açıldıktan sonra tekrar kapatılarak saklanabiliyor olmasının sağlanması hem pazarın hızla büyümesine ve hem de tüketicin bu anlamda güvenilir bir ambalaj ile ürünü saklayabilmesine vesile oldu. Tüm bunlar aslında hem üreticiyi ve hem de tüketiciyi mutlu etmekte.

Polonya menşeili plastik kilit sistemlerimizi hem gıda sektörü ve hem de ambalaj sektöründeki birçok firmaya veriyoruz. Pazarda birçok ambalaj üreticisi partnerlerimiz ve gıda üreticisi müşterilerimizin olması bu alanda gerçekten sevindirici.

Özellikle son yıllarda gelişmekte olan kahve sektörüne yönelik ürünlerimiz sektör üreticileri tarafından büyük beğeni ve ilgi almakta.

EuroMonitor tarafından 2013 yılında yapılan bir başka araştırmaya göre dünyada en çok kahve tüketen ülke Finlandiya. Finlandiya’da kişi başına yıllık kahve tüketimi 9.6kg olurken günlük kahve tüketimi de 2,64 bardak olarak gerçekleşti. İlk sıradaki Finlandiya’yı Norveç, Hollanda, Slovenya, Avusturya, Sırbistan, Danimarka, Almanya, Belçika ve Brezilya takip ediyor.
Türkiye’de kahve pazarı büyüyor, en çok kahve üreten ülkeler sıralamasında ilk 10’da yer almasa da yıldan yıla artan kahve tüketimi ile yükselişini sürdürüyor.

Çekirdek kahve kavrulduktan sonra CO2 gazı oluşturuyor. Kavrulmayı takiben paketlendiğinde gazın dışarıya atılmayıp paket içerisinde kalması kahvenin aroma kaybına ve tatta ekşileşmesine sebep oluyor. Buna yönelik ilk buluşunu yapmış olduğumuz Wicovalve ® aroma degassing valf ve valf ürünlerimizin uygulandığı paketlerimiz gazın dışarıya atılarak kahvenin aromasını korumakta.  

Yine pazarda yeni olan; sterilize ve pastörize pouch ürünlerimizle teneke ve cam ambalajın esnek ambalaj ile yer değiştirmesi ve böylece steril gıda ürünlerinin gerek besin değerlerinin artması, gıdayı koruyan yağ oranın azaltılarak korumanın ambalaj ile desteklenmesi ve böylece daha sağlıklı ürünlerin market raflarında yer almasında rol almaktan memnunuz.

Dardanel ile geliştirmiş olduğumuz hazır Levrek çorba doypak ambalaj ile yine pazarda bir ilke imza attık. Artık her zaman ulaşılması kolay olmayan balık çorbasını evinizde aynı lezzet ve yüksek besin değerleriyle sadece ısıtıp içmeniz mümkün.

Gıda dışında ilaç, yapı sektörü ve kimya sektöründe bir çok ürünümüz ve geliştirdiğimiz projelerle ilerlemekteyiz.

Yine içecek sektöründe Capri-sun ambalajları aslında ilk doypak ambalajların çocuklarla buluşmasını sağladı.

Türkiye pazarının daha ilerlemesi adına her zaman kaliteli ve yeni ürünlerin pazara tanıtımında tüm enerjimizle yol almaya devam edeceğiz.

Ambalaj meslek hayatım süresince her zaman tutkum oldu ve insan işini tutkuyla yapıyorsa başarmaması mümkün olabilir mi?



Wipf Doypak

Starlife Residence İstanbul Caddesi Üst Küme Sokak NO:2 D:66 Kemerburgaz – Göktürk/İstanbul

0212 322 16 98

gg@wipfdoypak.com

www.wipf.ch | www.wipfdoypak.com | www.wicovalve.com