YENİ BİR BEN

Yazıma harika bir haberle başlamak istiyorum, 2020 bitti. İtiraf edelim ki çok yorulduk. Şimdi ise hepimiz büyük beklentiler umutlar ve güzel dileklerle giriyoruz yeni yıla. Hoşgeldin 2021 umarım süprizlerin ve güzelliklerin ile dolu bir yıl olursun.
2020 ne seneydi ama. Acısıyla tatlısıyla alışılmışın dışında da fazlasıyla kendimizle başbaşa kaldığımız benliğimizi ruhumuzu bedenimizi yeniden tanıma fırsatı bulduğumuz bir yıl geçirdik. Yılın başından bu yana zorunlu şekilde kapandığımız evlerimizde bilgisayar ve telefon başında hazır bulunduk. Kalabalıklardan uzaklaşıp mesafeli yaşamayı öğrendik. Kendimizle başbaşa kaldık. Kimimiz bu durumla başa çıkmakta zorlansa da bu duruma kolay alışanlarda vardı elbette. Belki de en çok buna ihtiyacımız vardı. Kendimizle başbaşa kalmaya kendimizi dinleyip anlamaya formatlanmakta diyebiliriz buna. Bu durumu kabullenip kolay alışanlar bulundukları durumu fırsata çevirmeyi bildiler. Evde teknolojiyi doğru ve etkin şekilde kullanarak daha çok ürettiler. Bu duruma kolay adapte olamayanlar ise yalnızlıkla tanıştılar.

Yalnızlık ; ülkemizde olumsuz bir kavram gibi algılansa da aslında kişinin kendisiyle kaldığı en değerli andır. Yalnızlık ,kişinin kendisini tanımasını ,kendisine değer vermesini ve en önemlisi kendisini sevmesini sağlar. güçlü insanlara bakın genelde yalnızdırlar. Çünkü duygularını bilirler ve yönetirler. Kendilerini en iyi onlar tanır. En çok onlar severler, en çok onlar değer verirler. Yani tercih edilen yalnızlık kendimizi önemsemek ve sevmek için önemli bir rol oynar. Şimdi yeniden hikaye yazma vakti. Yalnız kaldığımız dönemden yeniden çıkma vakti. Yeni bir ben olma anı.

Önce doğaya teşekkür edip, kendimizden özür dileyerek kendimizle barışma ve kucaklaşarak yeniden başlama vakti.
Unutmayın iç sesinizi bastırıp kendinizi yola kaptırdığınızda “an” ı , daha iyi yaşayabilirsiniz. Bu yolda karşınıza çıkan küçük tesadüfleri anlamlı hale getirmekte sizin elinizde.
“Başlayalım peki ama nasıl “ dediğinizi duyar gibiyim. Kaldığımız yerden mi devam edeceğiz yoksa değişen dünyaya ayak uydurup onun esiri mi yoksa veziri mi olacağız?

Sahi nedir değişen yeni dünya ? İletişimin çok daha önemli olduğu dünya.Kendimizle kurduğumuz diyalog ile başlar iletişim , ve tüm dünyaya yayılır. Amacımız etki etmek ve sonuç almaktır. Hayatın temeli, İletişim’dir.
İstediğimiz, hayalini kurduğumuz, yapılacaklar listemize doğru hareket planımızın aracı, iletişimdir.



Bir güne başlarken dahi, ne istediğimizi bilmemiz gerektiğini söyleyenlerimiz çoktur. Evet, doğru. Fakat, hayatın bize küçük, büyük, iyi, kötü sürprizleri de oldukça fazla.
Gabriel Garcia Marquez’in hayata dair çok güzel bir sözü vardır: “İnsanlar plan yapar ve Tanrı onlara güler.”
Hayatın bu yüksek dinamikli akışında kendimize yer edinmeye ve edindiğimiz yerleri tutundurmaya çalışırken elimizde ki güç, vakıf olabilmektir. Yani, kendimize vakıf olmak, kendimizi bilmektir. Kendimizi öğrenmek ve sonrasında istediklerimizi vakfedebilmek, elde etmektir.

Bunu, yaşadığımız ve yaşayamadığımız her olaydan tecrübe alarak, herhangi bir olay karşısında kendimizin büyüklüğü ile tanışarak, gerektiğinde nefsimizi terbiye ederek yapabiliriz. Ve işte bunu yaparken de, gerek yalnız kalarak, gerek çevremiz ile yaşarken kendimizle yeniden tanışıyoruz. Kendimizle tanışabilmek için ise, kendimizi dinlemeli ve kendi yolculuğumuzda, kendimize açık iletişimde olmayı öğrenmeyi öğrenmemizden geçmektedir.
Yaşamımızın daha kaliteli olması için, kendimiz ile iyi bir iletişim kurabilmemize bağlıdır. Gün içerisinde neler neler konuşur, psikolojimize göre ne şarkılar söyleriz ve ne suskunluklar yaşarız. Tüm davranış ve düşüncelerimizin kaynağı, iç iletişimin bir türüdür. Mutluluklarımızdan öfkemize… Herhangi bir olay karşısında hissettiklerimiz, yaşantımızdaki olayların sonucu olmaktan öte, bizim o olayları nasıl açıklayabildiğimizle ilgilidir.
Kendimizi dinleyelim, kendimize zaman ayıralım, şans verelim. İçimizdeki en gerçek Ben’e ulaşalım ve onun en sessiz halini de duyabilelim.
Aristo’nun da dediği gibi “İnsanın içinde işleyen her şey, dışında ifadesini bulur.”

Günümüz kitle iletişim araçları da dahil olmak üzere kendimizi ne kadar doğru ve etkili ifade edebilirsek, ailemiz, akrabalarımız ve sosyal çevremiz dahil her varlık ile iletişimlerimizde, sesimizi istediğimiz gibi duyurabileceğimiz
yeni düzen de , ev yasaklarında kendilerini bulup bu soruları cevaplayanlar bunu hayata doğru şekilde uygulamaya geçirenler şanslılar. Geçiremeyenler de şuan korkularınızı , kaygılarınızı , kafanızdaki soruları bırakıp yeni düzeni bütün güzellikleri ile kucaklamaya hazır olun.

Unutmayın ..

“Ertelemeyin ! Bir dakikada değişir her şey “