Uyaran Eksikliği mi? Otizm mi?

Bebeğin; doğduğu anda dış dünyadan aldığı ses, görüntü, şekil, aile ortamı, eğitim ortamı, yetiştiği alan gibi akla gelebilecek her şey uyarandır aslında… Bunlardan mahrum olunduğunda bazen eksiklikler çıkabilir. Ben buna yalnızlaştırılmış çocuk diyorum. Özellikle 0-3 yaş döneminde her türlü uyarana açık durumdadır çocuk. En kritik dönem.

Örneğin çocuk, anne baba çalıştığı için sürekli bakıcının elinde ve bakıcı sadece onun beslenme, temizlik gibi ihtiyaçları dışında ilgilenmemiş, genelde ekrana maruz kaldıysa yalnızlaştırılmış olabilir.

Bu sefer normal gibi gözüken şeyler yavaş yavaş patlak vermeye başlar. Anne veya baba bir şeylerin yolunda gitmediğinin farkındadır. Konuşması var ama daha az, göz teması var ama daha az, oyun kurmuyor, taklitleri var ama yeterli değil.

“Benim çocuğum yoksa otizm mi?”

diye çocuk ergen psikiyatristine başvurur. Tanıyı alan çocuk yeni hayatında yeni doğmuş gibi gözlerini açar. Anne ve baba panikle eğitim yoluna girer. Kreş araştırır. Alarmın farkına geç de olsa varmıştır. “Geçecek mi? Kalıcı mı?” diye kendini de bir yandan suçlayarak gaflete düşer.

İnsanız ve hayat koşuşturmamız yüzünden istemeden de olsa bazen gözden kaçırdığımız şeyler olabiliyor. Bundan sonra da sorunlara odaklanmaktan treni kaçırıyoruz.

Başımıza böyle bir şey geldiğinde anne veya babanın biraz fedakarlıklar yapması beklenecek. Çocuğa sağlanamayan ilgi alaka, sevgi, sosyal alan oluşturulacaktır. Peki nereden başlıyoruz?

“Sadece kreşe gönderirsem olay çözülür mü?” 
Ayağı kırık birine ameliyatsız üstüne basarak yürü demek gibi bir şey olur. Bu durumda hem kreş hem bireysel eğitim dediğimiz özel eğitimle beraber aile ile işbirliğinde çalışmalara başlanılmalı.

Çocuğun konuşması az olduğu için özellikle dile odaklanmak yerine sosyal gelişimine odaklanılmalı. Çocukla konuşurken göz kontağı kurmak, bol çocuklu ortama girmek, etkileşim içeren oyunlar oynamak, ses, şekil, görüntü içeren alanlar yaratmak, yaşına uygun olan oyun alanlarına ve ya kreşe götürmek, çocuğa engel olmak yerine fırsatlar verin.

Uyaran eksikliği, otizmle çok karıştırılabilen bir durumdur. Uyaran eksikliği olan çocukların sosyal iletişimi otizmli çocuklara kıyasla daha iyidir. Sınırlı da olsa göz teması kurabilirler ve isimlerine tepki verebilirler. Uyaran eksikliği geçici olabilirken otizm kalıcı olabilir. Uyaran eksikliğinin üzerinde durulmadığında bu sefer eksik basamaklarda artış olabilir. Çocukla ilgili böyle bir durumdan şüphe ettiğiniz zaman öncelikle başvuracağınız yer Çocuk Ergen Psikiyatristi olmalı. Eğitime çocuk gelişimi, özel eğitim, çocukla çalışan psikologlar sürdürmektedir