SAĞLIKLI BIİR İLETİŞİMDE BEN DİLİ

BEN DİLİ VE EMPATİ
‘Ben dili’ empatiyi öğretmez. Üzüleceğiz diye karşımızdakine baskı yapamayız. Biz üzülsek de üzülmesekte karşımızdakinin fikrini söylemeye hakkı vardır. Eleştiriden gerçekten üzülüyorsam, benimle ilgilidir ve eleştirinin neden üzdüğünü keşfetmem, yarayı iyileştirmem gerekir. Neden duygularımızı söyleriz? Duyguları ifade etmenin yararı ne? Biz duygularımızı, karşı tarafla etkili iletişim ve sağlıklı ilişki kurmak için söyleriz. Aksi takdirde sağlıklı ilişki kurmamız çok zor olabilir.

OTORİTER ÖĞRETMEN

Öğretmen, “Çocuklar gürültü yapınca sizi duyamıyorum ve üzülüyorum” diyor. Öğretmen neden üzülüyor? Bu soruyu öğretmenlere sorunca farklı yanıtlar aldım. “Otoritemin sarsılmasından ve sınıf dinlemeyince başarısız hissediyorum”, “Gürültü olunca müdür kızıyor” veya “Başka çocukların haklarını koruyorum”.
Öğretmen duygusunu söylemek zorunda değil. Sadece şunu sormalı: “Ben neden otorite kurmak zorundayım?” Otorite kurma ihtiyacını ortadan kaldırdığı an, üzülmesine gerek yok. Öğretmenin üzüntüsü çocuklarla değil, kendisiyle.

Sağlıklı bir iletişimde gerçek ”ben dili” nasıl kullanılır? Kullandığımız ”Ben dili”, ‘Benim duygum sana bağlı’ mesajı verir. Peki gerçek ‘ben dili’ nasıl kullanılmalı?

AİLEDE “BEN DİLİ”

İki saat yemek yaptıktan sonra, yemeğini yemeyen çocuğuna, anne “Yemek yemezsen üzülürüm” diye söylüyor. Çocuğun yemek yememesini kendisine saygısızlık olarak algılıyor. Annenin üzülmesi çocukla değil, kendisiyle. Kısacası bu durumlarda duygumuzu söylemek çokta doğru değil. Sadece duyguyu oluşturan yarayı (otorite kurma veya yok sayılma) bulup onu iyileştirmesi gerekiyor.
Diyelim ki duygunuzu keşfettiniz ve iyileşmeye başladınız. Ama kendi duygunuzdan dolayı, başka birisiyle ilişkiniz bozuldu. O zaman ‘Benim duygum bana bağlı’ şeklinde duygumuzu söylemeliyiz. Gerçek ‘ben dili’ budur. Nasıl mı?
9 yaşında ki iki gün boyunca huysuzluk yapmış ve anne bu davranışa anlam verememiş. Sonra annesine şöyle bir şey söylemiş:
“Anneciğim, iki gündür huysuzum farkındayım. Bunun seninle ilgisi yok. Sen komşunun kızıyla çok ilgilendin diye sanırım ben seni kıskandım.”
Küçük kız, gerçek ‘ben dili’ni kullanmış. “Huysuzluğum komşunun kızıyla ilgilenmenle değil, benim kıskançlığımla ilgili” mesajını vermiş. Anne empati göstermiş ve sarılmışlar.

EVLİLİKTE DOĞRU İLETİŞİM

Danışmanlığını yaptığım aile AVM’de yemek yemeye karar vermişler. Kocası “Ne yemek istersin” diye sormuş. O da “Sen karar ver” demiş. Kocası “Sen söyle işte” demiş. Anne de birden sinirlenmiş “Ya sen karar ver diyorum anlamıyor musun” diyerek bağırmış. Orada tartışmışlar ve yemek yemeden eve dönmüşler.
Anne eve gidince de kocasına :“Küçükken ailem tercihlerimi sormazdı. Tercihlerimi söyleyince de kabul etmezlerdi. Ben tercih yaparken endişeleniyorum ve başkası karar verince rahatlıyorum. Tekrar sorunca sinirlendim. Bunun seninle ilgisi yok. Benimle ilgisi var. “Benim duygum (öfke) bana bağlı”. Gerçek ‘ben dili’.

İTİRAF

‘Benim duygum bana bağlı’ mesajı veren gerçek ‘ben dili’ söylemlerinde bir itiraf vardır. Kişi yarasını söyler. Bu şekilde söylenen ‘ben dili’, ilişkilerin kalitesini arttırır. Maalesef kültürümüzde insanlar arasında güven olmadığından, yaralarımızı açmaktan korkuyoruz.
Çünkü, insanların yaralarımızın üstüne basacağını, bize karşı kullanacağını ve aciz olarak görmelerini istemiyoruz. Unutmayalım ki yaralarımızı açmadan sağlıklı ilişki kurmak zordur. Kendimizi ve yaralarımızı olduğu gibi kabul edebilirsek, korkularımız da kalmayacak. Eksikliklerimizi acizlik olarak görmediğimizde, diğer insanlar da görmeyecektir.
Böylelikle bizler, daha özgür, huzurlu ve gerçek ilişkiler yaşayabiliriz...