SAĞLIK

O kadar çok gazlı içecek tüketti ki en sonunda karaciğer nakli olmak zorunda kaldı…

Paul Cherry doktora gitmeye karar verecek kadar kendini kötü hissettiğinde 40'lı yaşlarının ortasındaydı. İki çocuk babası Cherry, “Çok yorgundum, sürekli uyuyordum ve kendimi alışılmadık derecede halsiz hissediyordum. Çişimi yaparken de canım acıyordu” diye anlattı. Yaşadığı belirtilerin ardından ise hiç akla gelmeyecek bir hastalık çıktı

Paul'e tip 2 diyabet teşhisi kondu ve kan şekeri seviyesini düşürmek için önce metformin, daha sonra da günlük insülin almaya başladı. Aynı zamanda kendisine NAFLD (Alkole bağlı olmayan, karaciğerde anormal derecede yağ birikimi ile karakterize olan karaciğer hastalığı) teşhisi de kondu.

NAFLD alkol alımıyla ilgili değildir. Risk faktörleri arasında ailede yağlı karaciğer öyküsü ve tip 2 diyabet olması yer alıyor. Genellikle aşırı kilolu olanları etkiler, ancak karaciğer uzmanları normal kilodaki insanlarda da bu hastalığın görülebileceğini söylüyor. Bu hastalık 'zayıf' NAFLD olarak biliniyor.

O zamanlar fazla kilosu olmasına rağmen Paul obez değildi. Bunun yerine doktorları, abur cubur ve şekerle dolu bir beslenme şekli nedeniyle tip 2 diyabet geliştirdiğine inanıyordu. Kan şekeri seviyeleri kronik olarak yükselip karaciğerine zarar verince de NAFLD ortaya çıktı.

TEŞHİSTEN SONRA YAŞAMINI DEĞİŞTİRMEDİ, OLANLAR OLDU

Ancak Paul, teşhisi takip eden dokuz yıl boyunca doktorların önerdiği yaşam tarzı değişikliklerini yapmadı. Yani daha fazla egzersiz yapmayı denemedi, kek, tatlı ve gazlı içecekleri tüketmeyi kesmedi.

Şimdi 56 yaşında olan Paul, “Döner yemeyi çok seviyordum ve karaciğerim için zararlı olduğu söylenmesine rağmen günde üç büyük şişe gazlı içecek içiyordum. Daha sağlıklı beslenmeye çalışsam da muhtemelen fazla kilolu olmadığım için bunu yeterince ciddiye almadım. Yeterince korkmadım ama korkmalıydım” dedi.

Ancak Paul’ün gazlı içecek alışkanlığı, geçen yıl acil karaciğer nakline ihtiyaç duyacak kadar tehlikeli bir şekilde hastalanmasının nedenlerinden biriydi.

Öte yandan sorunlardan biri de NAFLD'ye hafif derecede sahip olmanız ve bunu bilmemenizdir. Daha sonra hastalık giderek kötüleşebilir ve karaciğer o kadar iltihaplanıp yara izi kalır ki, siroza yol açar.

Edinburgh Kraliyet Hastanesi’nden Hepatoloji Uzmanı Profesör Jonathan Fallowfield, tamamen normal bir vücut kitle indeksine sahip olup yağlı bir karaciğere sahip olmanın da mümkün olduğundan bahsetti, “Bu tür hastalar genellikle 'dıştan zayıf ama içten şişman, karaciğer de dahil olmak üzere organların etrafı yağla sarılmış' olarak adlandırılır” dedi.

Paul, yetişkinlik hayatının büyük bir bölümünde yaklaşık 100 kiloydu ancak uzun boyu nedeniyle kilolu görünmüyordu. Nispeten düzgün görünümlü bir spor salonu müdavimi ve ömür boyu içki içmeyen biri olarak, karaciğer hastalığı geliştirecek son kişinin kendisi olacağını düşünmüştü.

KARACİĞER HASTALIKLARI VE ÖLÜM ORANLARI ARTIYOR

Ancak Paul’un hikayesi benzersiz değil. İnsanlar genellikle karaciğerlerine iyi bakmıyor. British Liver Trust'a göre karaciğer hastalıkları son 50 yılda dört kat arttı. Ölüm oranlarının arttığı tek büyük hastalık olan karaciğer, vücudun en büyük iç organıdır ve görevi toksinleri parçalamaktır. Ancak işlevi tehlikeye girerse, bunlar kanda birikerek zihinsel karışıklık da dahil olmak üzere bir dizi soruna yol açıyor. Karaciğer aynı zamanda kaslarımızın yakıt olarak kullandığı glikojeni de depoluyor, bu nedenle karaciğer hasarı kas güçsüzlüğüne neden olabiliyor.

Sorunlar, karaciğerde yağ biriktiğinde ve zamanla hasara neden olduğunda başlıyor. Ciddi vakalarda bu durum siroza kadar ilerleyebiliyor. Yine de erken yakalandığında karaciğer hasarı tersine çevrilebiliyor. Aşırı kilolu olmanın bir risk faktörü olduğu bilinmekle birlikte, çalışmalar 'aşırı işlenmiş gıdalar da dahil olmak üzere kötü beslenmenin, daha zayıf olanlar için bile riski artırdığını' gösteriyor.

Profesör Fallowfield'in açıkladığı gibi, sadece obeziteye doğrudan katkıda bulunmakla kalmayıp aynı zamanda kan damarlarına ve organlara zarar verebilecek aşırı kan glikozunu da içeren yüksek şeker tüketimi de dahil olmak üzere bir dizi ‘beslenme sorunu’ karaciğeri etkileyebiliyor. Bizi korumaya çalışan vücut, şekeri uzaklaştırarak iç organların etrafında toplanan ve özellikle tehlikeli bir tür olan visseral yağ olarak depoluyor.

KARACİĞER HASARI İÇİN OBEZ OLMAK YA DA ALKOL ALMAK GEREKMİYOR

Profesör Fallowfield, visseral yağın 'daha yüksek seviyelerde enflamasyon, insülin direnci ve karaciğer yağlanması ile ilişkili olduğunu' söyledi, “Ancak artık netleşen bir şey var ki, karaciğer hasarı için çok fazla alkol almak ya da obez olmak gerekmiyor. Normal vücut kitle indeksine sahip insanların yüzde 20'sinde NAFLD var” dedi.

2023 yılında ABD'de yapılan ve 'giderek yaygınlaşan, yağsız NAFLD'ye sahip olduğu bilinen bir birey alt kümesini' tanımlayan bir çalışmaya göre, karaciğer yağlanması olan 'zayıf' insanların sayısı her geçen gün artıyor. Uzmanlar, balık, meyve ve sebze açısından zengin Akdeniz tarzı bir beslenmeye geçilmesini ve mümkün olduğunca aktif olunmasını tavsiye ediyor.

Bir sorun da zayıf NAFLD hastalarının aşırı kilolu hastalarla aynı şekilde yağlı karaciğer hastalığına sahip olduklarından şüphelenilmemesi. Bu da hastalık daha ciddi bir aşamaya ilerlediğinde geç teşhise yol açabiliyor.

PAUL’UN BELİRTİLERİ ANİDEN ORTAYA ÇIKTI

Bazen de Paul'un durumunda olduğu gibi semptomlar aniden ortaya çıkabiliyor. Paul, teşhisten sonra yılda iki kez karaciğer uzmanına gitti ve karaciğer fonksiyonlarında herhangi bir değişiklik olmadı. Sonra birdenbire, 2022'nin ortalarında, akut bir şekilde hastalandı.

Kendini yorgun ve sinirli hissetmeye başlayan Paul, “Sonra yemek yemeyi bıraktım ve çok kilo vermeye başladım. Ayrıca kafam karışıktı ve kaslarım üzerinde kontrolüm yoktu. Sürekli düşüyordum, bir keresinde iki kaburgam da kırıldı. Giyinmek için yardıma ihtiyacım vardı. Bana neler olduğunu bilmiyordum. 2022'de bir akşam evde televizyon izlerken birden karnımda dayanılmaz keskin bir ağrı hissettim. Yerde yuvarlanıyordum. Öleceğimi sandım” diye anlattı.

ACİL NAKİL GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİLER

Paul hastaneye kaldırıldı ve burada yapılan taramada karaciğerinde sorunlar olduğu ortaya çıktı. Karaciğer o kadar kötü hasar görmüştü ki Paul Londra'daki Royal Free Hastanesi'ne nakledildi ve burada uzmanlar ona acil bir nakil gerektiğini söylediler.

Paul bir donör karaciğer bulunmasını beklemek üzere evine gönderildi, ancak durumu kötüleşmeye devam etti.

Karaciğer fonksiyonlarındaki bozulma, karaciğer damarlarından sıvı sızmasına, karnında ve bacaklarında sıvı birikmesine yol açıyordu; iki haftada bir hastanede birkaç litre sıvı boşaltılması gerekiyordu. Kendisinin deyimiyle 'kasvetli ve stresli bir dönemdi'.

DOKTORLAR ‘CENAZE PLANI YAP’ DEDİ

Hastalığı yüzünden ehliyeti elinden alındı, 28 yıllık işini kaybetti ve doktorlar ona bir cenaze planı yapmasını tavsiye etti.

“54 yaşında hurda yığınına dönmüştüm. Nereye gitsem bir çanta hazırlıyordum; telefon gelirse diye. Eşim, kızım ve ben çoğu gün ağlıyorduk” diyen Paul ekledi:

“Ama sonra geçen yıl mayıs ayında bir telefon aldım; karaciğer bulunmuştu. Karım ve kızımla vedalaştım, belki başaramam diye.

 Fakat nakil korkularının aksine başarılı oldu. Paul artık sahip olduğu şeylerin farkında ve bunlar için şükrediyor. Ayrıca beslenme şeklini de değiştirdi; artık kahverengi tohumlu ekmek, yağsız et, makarna ve yeni bahçesinde yetiştirdiği meyve ve sebzeler, tüketiyor, gazlı içecekler yerine ise su içiyor.

Hala biraz fazla kilosu var ama kendini '100 kat daha iyi' hissediyor, alışverişe arabayla gitmek yerine yürüyor, gıda etiketlerini şeker ve yağ içeriği açısından dikkatle inceliyor.

Karaciğer yağlanmasının alkol tüketmeyenlerin de başına gelebileceğinin canlı kanıtı olduğunun altını çizen Paul, “Hala ağır hasta olduğum zamanları hatırlıyorum. Oraya aslı geri dönmeyeceğim” dedi.