'Dünya Şampiyonu' apoletli milli tekvandocu Kübra Dağlı, Skorer TV'ye dobra dobra açıklamalarda bulundu. İşte Dağlı'nın sorularımıza verdiği yanıtlar...
- Başarılarına Avrupa Şampiyonluğunu da ekledin. Türk Bayrağını dalgalandırmak nasıl bir duyguydu?
Gerçekten her seferinde daha da mutlu oluyorum. Çünkü şampiyon olmak zor. Fakat orada kalmak daha zor. Bu yüzden 4. kez şampiyon olmanın gururunu fazlasıyla yaşadım. Çok ayrı bir his. Her seferinde elim ayağım titriyor, mutluluktan ağlıyorum. Yaşadığım zorluklar aklıma geliyor. Bunların üstesinden gelip şampiyonluğa ulaşmak daha da mutlu olmamı sağlıyor.
- Pekin olimpiyatlarında senin branşın da olsa madalya alırdım diyor musun?
Kariyerimdeki her olimpiyatta 'Keşke ben de orada olsaydım' diyorum. Bunun üzüntüsünü yaşıyorum. Bizim branşımız olimpik, fakat kategorimiz olimpiyatlarda yok. Ülkemizde olimpiyatlarda olan branşlara daha fazla değer veriliyor. O değer bize de verilse daha fazla çalışırız tabii ki. İçimde bir burukluk var tabii. İnşallah gelecek dönemde benim kategorimde olimpiyatlarda olur ve ben de o organizasyonda madalya alabilirim.
- Kadınların dövüş sporlarına olan ilgisi hep yadırganmıştır. Sen de sorun yaşadın mı?
Yaşadım tabii ki... Başlarken 'bu erkek sporu' dediler. Babam sporcu olduğu için o beni çok destekledi. Yaptıktan 'sonra bacakların yamulur' dediler. Başarılı olduktan sonra da 'Başarılı oldun da ne oldu evde kalacaksın' dediler. Bunları dinlesem her şey içimde ukde kalacaktı. 2013'te başörtüsü ile yarışamıyordum. 2014'te yarışmaya başladım. O yıl bazı hakemler bunu yadırgadı, puanlamalarda sıkıntılar oldu. Daha sonra sporun giyimle alakalı olmadığını gösterdik başarımızla. Şimdi niye taktığımı soruyorlar, hoşlarına gidiyor. O algıyı yıktığımı düşünüyorum.
- Tepki varsa nasıl pes etmedin. Yani başarılar nasıl geldi?
Benim başarılarımı erkek bir sporcu yapsa herkes tebrik eder. Ben bu yüzden üzülüyorum. Çünkü bunu ben de bekliyorum. Ama insanların düşüncesi başını kapatmış, ayağını açıyor diyorlar. Ben buna üzülüyorum. Sonuçta spor yapıyoruz. Bedenini ve ruhunu terbiye etmeyi öğreniyorsun. Ama artık alıştım. Kariyerimin başından beri bununla uğraşıyorum. Fakat insan çok sevdiği şeyden vazgeçmiyor. Ben de vazgeçmedim ve başardım.
- Çocukluğundan itibaren tekvando yapıyorsun. Peki tekvando hayatında olmasaydı ne yapardın?
Yine bir sporla ilgilenirdim. Çocukluğumdan beri çok hareketliydim. Evde evcilik oynamak istemiyordum. Sürekli top oynamak, bisiklet sürmek istiyordum. Okulda da hocalarım bunun farkındaydı. Beni sürekli spor müsabakalarına sokmaya çalışıyorlardı. Tahminim boksla ilgilenirdim. Çünkü babam boksör. Yani yine bir dövüş sporu olurdu.
- Amatör branşlarda destek şart. Senin bugünlere gelmen kolay mı oldu peki?
Her zorluk ilk günden itibaren başlıyor. Bence bu yüzden destek şampiyon olmadan önce verilmeli. Mesela Türkiye Şampiyonasına gitmek bile 3-4 bin liraya maloluyor. Her aile bunu yapamayabilir. Bizim de durumumuz iyi değildi. Babam mahallede para toplayıp bizleri götürüyordu. Şu anda Red Bull sporcusuyum. Onlara verdikleri desteklerden ötürü teşekkür ederim. Ülkemizde spor denilince aklımıza futbol geldiği için bizim branşlarımıza çok destek olunmuyor. Ben bu konuda biraz şanslıyım.
- 25 yaşındasın ve belki de birçok gence örnek oluyorsun, bu nasıl bir duygu?
Ben de bu branşa başladığımda birçok örnek aldığım isim vardı. Onlar gibi olmak istiyordum. Birini idol olarak belirlemek çok güzel bir şey. Tamamen ona odaklanıyorsun. Ondan bir şeyler alıyorsun. Ben de kendi bilgilerimi aktarmaya çalışıyorum. Bu yüzden sosyal medyada çok aktifim. Artık sosyal medya gündemde. Benim başladığım dönemde müsabakaları bile internet ortamında izleyemiyordum. Sosyal medya sayesinde herkese ulaştığımı düşünüyorum. Bir kaçına örnek olabildiysem ne mutlu bana.
- Kadına şiddet her ülkenin kanayan bir yarası. Kadınlara bu konuda tavsiyen var mı?
Çocukken tabii ki ister istemez kavga ediyordum. Spora başladıktan sonra hiç kavga etmemeye başladım. Karşımdaki insanın bana bir şey yapamayacağını biliyorum. Kavga edici bir yapım yok zaten. Bütün toplum spor yaparsa sinirini, stresini atar ve kavgayı unutur. Bence herkesin spor yapması gerekiyor. İnsanlar sinirlerini bir başkasından çıkarmaya çalışıyorlar. Ama spor yaparlarsa enerjilerini orada atabiliyorlar. Kendimizi korumamız lazım, kadınlar dövüş sporu öğrenmeli demiyorum. Ülkemizde herkesin spor yapması lazım.
- Kariyerinde yaşadığın en kötü olayı ve en unutamadığın anı bize anlatır mısın?
Avrupa Şampiyonası'nda ben performansımı yaptıktan sonra bir baktım birinci olmuşum. Sevinmeye başladım. Yarım saat geçti. Hakemler, antrenörler konuşmaya başladı. Bir anda ikinci oldum. Sırbistan'daydı maç. Sırp bir sporcu birinci oldu. Son şampiyonada her şeyimiz hazırdı. Müsabakalara beş dakika kala 'Sizin müziğinizde insan sesi var' dediler. Bu olmaması gerekiyor. Biz her şeyi bıraktım. Takım arkadaşım Emirhan ile birlikte müzik yapmaya çalıştık. Bunu zor da olsa başardık ve minderde hiç hazırlıksız performansımızı yaptık. Diskalifiye korkusundan sonra minderde hiçbir stres yaşamadık. Unutamadığım an ise Dünya Şampiyonu olduğum an. En son 6 yıl önce şampiyon oldum ve altı yıldız bu organizasyona gidemiyoruz. Bu benim yaşadığım en kötü zorlukların başında geliyor. 2018'de nedensiz bir şekilde gidemedik. 2020'ye hazırlandık, burada da kovid-19 çıktı. 2022'de Kore'de olacak. Rakiplerimiz çok güçlü. İnşallah bu organizasyona gideriz. Çünkü bir kaç tarih hatası var. Umarım gideriz, gidemezsek bizim için büyük bir yıkım olacak."