KÖR CERRAH

“İlişkimizi gözden geçirirken buldum kendimi” dedi danışanım…

İrkilmiş, kaygılı, atılgan, cesur ve korkak bir haldeydi. (Kendi deyimiyle karmakarışık)

İlişkiniz hangi yılında, kaç badire atlatmış olursa olsun, bir gün çay/kahve içerken bir söz ya da bir hareketle o kıvılcım ateşe dönüşüyor. Ya “benden sonrası tufan” ya da “aydınlanma” dediğimiz o efsunlu hava sizi sarıyor.

Bunlar iyiye işaret mi? Kötüye işaret mi?

Peki ya şimdi ne olacak?

Sizin için değerli birine “elveda” demek zordur. Kendiniz için doğru kararı verdiğinizde hayatınızın devamı tamamen değişecek.

Yapılacak en iyi şeyi yaptığınıza emin olmak ister misiniz?

İlişkinizin bittiğini kabullenmeye çalışırken birçok duygu dalgalanması yaşayabilirsiniz.

Ansızın affetmek, özlemek, bir daha denemek ve kendi kendini ikna edip kandırmanın, sayısız tatlı hatta mantıklı yolunu bulacaksınız.

Önemli olan bunların altında yatan nedenleri bulmaktır. Bu nedenleri bulunca üzülmenizin de anlamı değişir.

Aslında biten ilişkinizdeki “kayıp” duygusuna gösterdiğiniz doğal bir tepkidir üzüntü.

Depresyon ve tetikleyici bir dizi olumsuzluk yerine hayata bağlı kalın. Bunu yaşamış ve sonrasında yeni ilişkilerinde mutlu olmuş birçok insan var. Destek alın ve hayata yeniden başlayın...

BİTİRİLMEYECEK KADAR İYİ

Ayrılığı denediniz ama ilişkinizin bitirilmeyecek kadar iyi olduğunu anladınız. Bu sizi biraz rahatlatsa da netleşmemiş detaylar ve birçok olasılık ürkütebilir, düşündürebilir.

Bu çelişki ilişkinizdeki bazı sorunlarla başa çıkmaktan kaçınmış olduğunuz gerçeğini kabullenmenizden kaynaklanır.

Artık her şeyin kendiliğinden düzeleceğini düşünmeyin. İlişkiniz için kollarınızı sıvama vaktidir. Ona ne verirseniz; onu alacaksınız. İlişkinize emek vermenin bir anlamı olacak.

Bu tıpkı şuna benzer; eskiden kötü ve dağınık bir evde yaşıyor ve bütün enerjinizi başka bir ev aramaya harcıyordunuz.

Şimdi ise mevcut enerjinizi evi düzeltmek ve toplamak için harcıyorsunuz.

Dilerim bu çabanızda tek başınıza olmazsınız.

KARAR VEREMİYORUM

Kendi durumunuzu analiz ederek bir sonuca varamamanız çok doğal. Gerçekleri gölgeleyen duygular, geçmiş anılar ve ümit ettiğiniz hayaller tüm çeldiriciliğiyle aklınızı karıştırabilir. Sorunların özünü görme kabiliyetinizi kaybedebilirsiniz. Ve aslında ilişkinin sadece bir dönemden geçtiğini “kalıcı hasar” bırakmadan her şeyin yoluna gireceğini göremeyebilirsiniz. Bu tıpkı şu aralar mevsim gereği yaşadığımız “puslu sisli hava” ya benzer.

- Hangi hatalar affedilebilir, hangileri affedilmez?

- Eşiniz sizin görüşlerinizi, kendinizden şüphe edecek kadar sorguluyor mu?

- İkiniz arasında hâlâ aşk var mı?

- Ve bu, onda sevmediğiniz diğer şeylerle karşılaştığınızda sizin için önemli mi?

Yanlış sorularla doğru yolu bulmak imkânsızdır.

Dilerseniz önce kendiniz destek alın, sonrasında eşiniz de yola dâhil olsun. İsterseniz tüm strateji, net haritalar önünüze serilsin.

Kendi ilişkinizin gerçeğini, üçüncü bir gözün bakış açısıyla da değerlendirin. Gitmeye de kalmaya da “siz” karar verseniz bile, bunun kendiniz için en doğru olan seçim olduğuna güven duymanız gerekir. Dolayısıyla hem akılcı, hem duygusal sağlamlıkla adımlar atabilmek önemli…

Hemen uygulayabileceğiniz somut öneriler mevcut. Seçim yapmanızı sağlayacak saptamalar birçok kitapta yazsa da aldanmayın, hiçbir kitap “sizi” ve “sizin hayatınızı” birebir yazmıyor.

Çünkü herkes benzersiz ve elbette herkesin mutluluk formülü farklı. Unutmadan; Yaşamınızı anlayıp, başarılı ilişkiler yönetmiş kişilerden destek alın. Kimse kör cerraha ameliyat olmak istemez... 

Mutluluğunuza imza atma dileğimle…