Bir zamanlar huzurlu ve güvenli olan Göktürk, artık o eski güzel günlerinden oldukça uzak. Ne caddelerimiz güvenli, ne sokaklarımız, ne de oturduğumuz binalar. Her yerde bir problem var: uyuşturucu, silah, kumar, fuhuş, mafya, tarihi eser kaçakçılığı... Hatta kuzey ormanları üzerinden insan kaçakçılığı yapıldığı bile konuşuluyor.
HERKESİN BİLDİĞİ SIRLAR
Herkesin bildiği ama konuşmaktan çekindiği bu felaketler, üzeri örtüldükçe daha da büyüyor. Göktürk, yaşanan bir semt olmaktan çıkıp bir "felaket çukuru" haline geliyor.
Her gün çarşıda kavgalar yaşanıyor, sokaklarda silahlı çatışmalar eksik olmuyor. Semt sakinleri arabalarını park edecek güvenli bir yer bulamaz hale geldi. Vale ekipleri, İSPARK alanlarını bile işgal etmiş durumda. Göktürk, adeta Teksas gibi, kimin eli kimin cebinde belli değil.
METRO GELDİ, SEMT KAYBOLDU
Metronun gelmesiyle Göktürk'e ulaşım kolaylaşsa da, bu durum beraberinde sorunlar getirdi. Artan nüfus, yükselen kiralar ve yoğun trafik, semtin dokusunu bozmaya başladı. Göktürk’te belirgin bir sosyal erozyon yaşanıyor.
AİLELERİN TEDİRGİNLİĞİ
Okul çevrelerinde yuvalanan uyuşturucu satıcıları, aileleri büyük bir endişeye sürüklüyor. Anne babalar, çocuklarını okula götürüp getirirken bile tedirgin. Sokak kavgalarından çocuklarını korumaya çalışan aileler, her an diken üstünde. Göktürk’teki bu düzensizlik ve huzursuzluk, semt sakinlerini derinden etkiliyor.
Göktürk, eski huzurlu günlerine dönebilir mi? Bu sorunların çözümü için bir adım atılmazsa, semtimizin daha da kötüye gitmesi kaçınılmaz görünüyor.