Bir Belediye Hikâyesi: Makam Odasına doğru Yükselen Merdivenler, Alt Katta Bekleşen Umutlar
Eyüpsultan’da Zafer, Davul Zurna ve… Derin Bir Sessizlik
İstanbul’un tarihi incisi, maneviyatın başkenti Eyüpsultan’da 30 yıllık iktidar değişti ama görünen o ki alışkanlıklar dimdik ayakta. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), yerel seçimlerde birinci parti olarak ilçeye “bahar” getirdi. Tabii baharın gelişini sadece davullu zurnalı kutlamalardan anladık; yoksa asfalt aynı asfalt, sefer aynı sefer.
Yeni başkan Dr. Mithat Bülent Özmen’in gelişi, mahalle aralarında “Adam efendi, sakin, yumuşak konuşuyor, iyi başkan iyi…” cümleleriyle kutlandı. Bürokrat geçmişi olan başkan, öyle mitinglerde naralar atmıyor, Instagram’da filtre kullanmıyor, bağırmadan konuşuyor. Evet ama işte… Konuşuyor.
AK Parti Neyi Yanlış Yaptı? Her Şeyi mi? Belki de…
CHP'nin başarısını sadece kendi yeteneklerine bağlamak haksızlık olur. AK Parti, Eyüpsultan'da başkan değiştirerek her dönem “yeniden başlıyoruz” stratejisini uyguladı. Lakin halk, her "yeni başlangıç"ta bir öncekinin hatalarını unutmamakta ısrar etti. Bazı başkanlar halkın selamını kendi karizmasına yazınca işler karıştı. Oysaki halk teveccühünü makama gösterir, şahsa değil. Ama bunu anlamak için halkın arasına karışmak gerekir tabii… Twitter’dan değil.
Yönetim Değişti, Ama Protokol Çoktan Kalıcı Oldu
Yeni başkanın ilk altı ayı bir film olsa adı şu olurdu: "Tebrikler, Açılışlar ve Diğer Belirsizlikler". Küçük çaplı etkinlikler, mahalle buluşmaları, halk günleri (ama hangi gün bilinmiyor) derken zaman su gibi aktı. Başkanla en son Ramazan iftarında karşılaşan vatandaş, artık onu görmek için yeni iftarları bekleyecek. Başkanın hakkını yemeyelim; Eyüpsultan Camii çevre esnafı herkesten şanslı, bir de semt pazarlarında başkanın gelişine denk gelen mutlu azınlık diyelim.
Belediyeye Giriş: Bir Aksiyon Macerası
Belediyede başkanlık binasına giriş ise ayrı bir serüven. Başkan katına çıkmak için “ayrıcalıklı olmak yetmiyor” gerekiyor. Giriş kattan birinci kata çıkabilen imtiyazlı sayılıyor. Her kata konulan özel güvenlik, bakışlarıyla adeta sizi eziyor. İkinci kata çıkmak için merdivene yönelirseniz, kendini SAT komandosu zanneden bir görevli sizi anında ‘inisiyatif dışı’ ilan ediyor. Başkanın özel kalemiyle görüşme hayaliniz bile kursağınızda kalıyor. Kimi kimden ne için bu kadar koruyorsunuz? Avrupa’da bisikletle gezen bakan, başbakanları duyunca; bizim bürokratlarımızın ne kadar değerli olduğunu anlayabiliyorsunuz. Allah onların ayaklarına taş değdirmesin. Ne de olsa halkı için canhıraş çalışıyorlar.
Kadrolar Değişiyor, Söylemler Karşılıklı Bakışıyor
Belediyede işler değiştikçe, kadrolar da “sessizce” el değiştiriyor. Tüm değişiklikler liyakat esasına göre değil de, “kimin kiminle ne kadar kahve içtiği” kıstasıyla ilerliyor. Gazeteciyi ekranda göreni “basın sorumlusu” yaparsan, basın bültenleri magazin tadında olur; buna kimse şaşırmaz. “Ben bu işi çözerim” diyenlerin o işi daha da çözümsüz hâle getirmesi ise artık klasik. Başkan yardımcıları ise ayrı bir âlem… Koridorda tokalaşmak bile görüşme sayılınca, odasında çay içmenin dokunulmaz hafifliğine siz karar verin. Bir de selfie çekilirseniz, ballı kaymak oluyor.
Yerel Yönetimde Yavaşlayan Çarklar
Belediyenin mali yapısı ve hizmet performansı, Özmen yönetiminin en çok tartışılan başlıkları arasında yer aldı. Özellikle çalışanların maaşlarıyla ilgili yaşanan gecikmeler dikkat çekici boyuta ulaştı:
- Mart ayında belediye personelinin maaşları geç yatırıldı.
- 3 ayda bir yapılması gereken ikramiye ödemeleri gerçekleştirilmedi.
- Toplu sözleşmeden doğan geriye dönük maaş farkları yaklaşık 10 aydır ödenmedi.
Bu gelişmeler, “Ben Kemal, hesap uzmanıyım” sloganıyla bilinen eski CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu hatırlatırken; Eyüpsultan seçmeni de başkanın bütçe analizlerindeki başarısının pratiğe yansımadığını savundu.
Göktürk’te Köprü Açılmıyor, Ulaşım Tersine Gidiyor
Göktürk’te yapılması planlanan köprüler hâlâ açılmadı. Belki de kurdele unutuldu, kim bilir? İETT’nin bazı hatları kaldırıldı, kalanlar da "seyrek seferlerle halkın sabrını test edelim" projesine dönüştü. Ulaşımda ilerleme değil, şiirsel bir geri çekilme yaşanıyor. İBB ile ilçe belediyesinin aynı partiden olması sorunları çözmüyor. Bahane olarak neyi öne sürecekler, o da siyasi dehalık gerektiriyor.
Bir diğer ifadeyle: Projeler basın bülteninde, halk hâlâ dimdik durakta…
Siyasi Fırtınalar ve Belediyelere Yansıması
Ulusal ölçekte yaşanan siyasi gelişmeler de yerel yönetimleri etkiliyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Esenler, Şişli, Beykoz, Beşiktaş belediye başkanları hakkında açılan soruşturmalar, CHP’li belediyelerin üzerindeki baskıyı artırırken; birçok belediye başkanının zamanının büyük bölümünü adliye koridorlarında, mitinglerde ve kendilerinin bile inanmadıkları erken seçim hayallerinin peşinde koşmakla geçirdiği ifade ediliyor.
Siyasi yoğunluk ve bürokratik yavaşlık arasında sıkışan yerel yönetimler, saha faaliyetlerinden uzaklaşırken bu durum halkta “yapılanlar değil, anlatılanlar konuşuluyor” düşüncesini güçlendiriyor.
Sonuç: Zafer Kolay, Yönetim Zor
Eyüpsultan’da seçmen, uzun yıllar sonra değişim fırsatını CHP’ye sundu. Ancak bu güven, sadece seçim sandığında değil, günlük yaşamda da hizmetle takviye edilmelidir. Aksi hâlde, iktidara karşı gösterilen “kırmızı kart” dönüp yeni yönetime çevrilir.
Dr. Özmen’in siyaset gömleğini hızla giymesi anlaşılır. Ama bu gömleğin halkın bedenine uyması gerekir. Yoksa, Eyüpsultanlılar bir sonraki seçimde bu gömleği dolaba kaldırmayı da bilir.