Doğum Sonrası Depresyon (Postpartum Depresyon)

Yaşam döngümüz içinde bir çok değişim deneyimliyoruz. Her değişimin bizdeki yansımaları birbirinden farklı. Döngü içindeki bir değişiklikte doğum ile gerçekleşmektedir. Bir çok değişikliğin eşlik ettiği bu zaman diliminde bir takım kültürel öğretiler bir takım hormonal, psikolojik ve toplumsal değişiklikler ile anne-baba olanlar neyin normal olduğunu veya ne yapmaları gerektiğini bilemezler. Doğum sonrasında yaşadıklarını tanımlamakta, anlamakta zorluk çekebilir ve sorunun kendi eksikliğinden kaynaklandığını düşünebilirler. Öncelikle doğum sonrası depresyonu açıklamak için depresyonu açıklamak gerektiği kanaatindeyim, her iki durumda da aynı dalgalanmalar eşlik etmektedir.

Genel anlamı ile depresyon, çökkün bir duygu durumu ile iştah değişiklikleri, yavaşlama, durgunluk, yorgunluk, motivasyonun düşmesi, zevk kaybı, değersizlik, suçluluk ve karamsarlık duygu ve düşünce belirtilerinin olduğu ruhsal bozukluktur. Depresyondaki birey çökkün duygu durumu ile içe dönük kişilik özelliği sergileyebilirken,yıkıcı bir öfke duygusu ile dışa dönük özelliklerde sergileyebilirler.

Doğum sonrası depresyon ise, doğum sonrası yukarıda geçen semptomların başlaması ile ortaya çıkan bir depresyondur. Fark, doğumdan sonra ortaya çıkmasıdır. Doğum başlı başına değişimin yaşandığı, adaptasyon sürecini gerektiren bir yenilik. Peki doğum sonrası depresyonu ne oluyor da ortaya çıkıyor ? Göz atalım.

-Öncelikle, hamilelik dönemi ile birlikte doğum sonrasında da hormonal değişimlerin var olması,

-Doğum sonrası, ailenin yeni üyesi sık uyanabilir, ebeveynine her an ihtiyaç duymaktadır, bu da ebeveynin uykusuzluk yaşamasına ve yorgun hissetmesine yol açmakta,

-Hamilelik dönemi ile birlikte doğum sonrasında da devam eden bebeğe bakım verme ile ilgili endişeler söz konusu; anne bebeğe bakım verme konusunda bir takım endişeler yaşayabilir ancak bu endişeyi besleyen bir takım toplumsal baskılar olabilmektedir. Bu toplumsal baskılar, ebeveynin, kendini yetersiz, suçlu hissetmesine ve bebek bakımı konusunda karamsar düşünceler geliştirmesine yol açabilir,

-Bebek bakımı konusunda anne bütün sorumluluğu almak isteyebilir, bebeğin her ihtiyacı ile ilgilenen anne sonrasında kendi ihtiyaçlarını görmemeye, gergin, kızgın hissetmeye başlayabilir,

-Ayrıca, depresyona yatkın bir bireyin, doğum sonrası depresyonu yaşamasıda ortaya çıkarıcı bir diğer faktör.

Peki bu değişimle birlikte ruh sağlığımızı korumak için neler yapabiliriz?

-Öncelikle, bu süreçte yalnız olmadığınızı, ebeveynlerin bunları yaşadığını kendinize hatırlatın. Evet stresli bir süreç, deneyimlediğiniz bu stresi, zorluğu konuşun. Kendinizi takdir edin.

-Toplumsal baskıları ayırt edin. “Bu çocuk aç, sütü yetmiyor”, “Anne-babalık demek sürekli bebekle bir arada olmak” gibi söylemler sizin söylemleriniz değil, bunları ayırt edin. Gerektiğinde sizin de kendiniz için ayırdığınız bir zaman dilimi, hakkınız.

-Bebek bakımı konusunda destek isteyin ve kendinize zaman ayırın, kendinize ayırdığınız zaman bebeğinize şefkatle bakabilmek için bir fırsat.

- Fiziksel rahatlama için, meditasyon yapabilir, kısa yürüyüşlere yer verebilirsiniz.

- Partnerinizden yardım isteyin ve buna izin verin. Beklentilerinizi dengede tutun. Aileye katılan yeni üye ile birlikte partneriniz ile olan ilişkinizde aksamlar olabilir ancak vakit geçirmek için fırsatlar bulabilirsiniz. Unutmayalım bir çocuğun üç ebeveyni vardır. Annesi, babası ve annesi ile babasının ilişkisi. Bu üçüncü ebeveyn çok önemlidir (Byron NORTON)

- İhtiyaç duyduğunuzda bir uzmandan destek alabilirsiniz.