Bu yıl yeni bir vergi paketi gündeme getirmeyeceğini söyleyen AKP, "katılım payı" ve "kanuni düzenleme" adı altında halkın sırtına yüklediği çok sayıda yeni ödeme kalemini Meclis'e getirdi.

Torba kanun içindeki düzenlemeler arasında en büyük tepkiyi çeken, limiti 100 bin liranın üzerinde olan kredi kartlarından yıllık 750 liralık savunma sanayi payı alınmasını öngören düzenleme oldu. Düzenlemeyi içeren kanun teklifi bugün Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlandı.

Meclis muhalefeti barajı yanlış yere kurdu

Komisyon'da CHP adına söz alan Rahmi Aşkın Türeli, "Eğer savunma ve ulusal güvenlik bu kadar önemliyse bu vergiyle düzenlenmeli. Bu şekilde fonla düzenlenmemeli" dedi. Türeli, vergi ya da katılım payı adı altında bir kesinti yapılacaksa bunun kart limiti değil, harcama tutarı üzerinden belirlenmesi gerektiğini söyledi.

DEM Parti adına konuşan Saruhan Oluç, toplumda "Türkiye’nin tehdit altında olduğu" algısının yaratılmak istendiğini vurguladı.

İYİP'li Erhan Usta, "Savunma sanayi marjinal mi? Neden bütçeden pay ayrılmıyor" sorusunu yöneltti.

Saadet-Gelecek Grubu adına söz alan Selim Temurci, "70 milyar için bir devlet cumhurbaşkanını konuşturup, kapalı oturum yapıp böyle bir teklifi gündeme getirmez" ifadelerini kullandı.

Top ters köşeye gitti: 'Talimat Erdoğan'dan'

Komisyon toplantısı kanun teklifi maddelerinin görüşülmesine geçmeden sona erdi. Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, "Özellikle vatandaşlarımızın dile getirdiği çekinceleri göz önünde bulundurarak Savunma sanayi ile ilgili teklifimizi daha detaylı incelenmesi için erteliyoruz" dedi.

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da yeniden inceleme yapma hususunda talimat verdiğini kaydeden Güler, teklifin 2025’te gündeme alınacağını ifade etti.

Patronlar daha da az vergi ödeyecek

Torba kanun sadece savunma sanayine kaynak aktarılmasıyla ilgili değil. Halkı doğrudan ve dolaylı olarak etkileyen başka düzenlemeler yer alıyor.

Bunların başında “şirketlerin yapılmakta olan yatırımlarına enflasyon düzeltmesi avantajı” geliyor.

"Enflasyon düzeltmesi" adlı uygulama bir süredir küçük ve orta ölçekli şirketlerin hedefindeydi. Daha kârlı olduğu için faaliyetlerini borçlanarak sürdüren şirketler, bu uygulama nedeniyle daha fazla vergi verecekti.

TOBB, MÜSİAD, İTO gibi patron örgütleri Saray'ın yolunu tuttu, Ankara'da yoğun lobi çalışmalarında bulundu. Vergi beyannamelerinin son teslim tarihine 9 gün kala Hazine ve Maliye Bakanlığı geri adım attı. 

Mehmet Şimşek, cirosu 50 milyon liranın altında olan şirketlerin bu yıl da uygulamadan muaf tutulacağını açıkladı. Böylece yaklaşık 1,5 milyon kişi ve işletme daha fazla vergi ödemekten sıyrıldı.

Bakanlığın geri adımı, IMF'nin bu yöndeki talebini dile getirmesinin ardından geldi. IMF, hem maliye politikasının "daha sıkı" olmasını hem küçük ve orta ölçekli işletmelerden alınan verginin azaltılmasını istemişti.

Hem sıkı maliye politikası hem şirketlere sağlanan vergi muafiyetleri, sıkılaşmanın emekçilere yüklenmesi anlamına geliyor.
Nitekim ekonomi yönetimi “enflasyon düzeltmesi” başlığında patronların daha da az vergi vermesini kalıcılaştıracak bir teklif sundu.

Şirketlerin bilançolarında onlarca milyon liralık gayrimenkuller, alındıkları yıldaki alış bedelleriyle listeleniyor, mal varlığı ufak gösteriliyor. “Enflasyon düzeltmesi”yle bu varlıkların değeri bilançoya girdiği tarihten bu yana oluşan enflasyon kadar güncelleniyor.

Borçlanarak yatırım yapan şirketler, "enflasyon düzeltmesi" sonrası kârları artacağından, daha fazla vergi ödüyor.
Yeni düzenlemeyse patronları bu vergiden kurtaracak.

Teklife göre, devam eden yatırımlar kaleminde “enflasyon düzeltmesi”nden kaynaklı oluşan kârlar özel bir fona alınarak vergilendirilmeyecek. Özel fon hesabında bulunan bu tutarlar ilerleyen yıllarda taksitler halinde vergiye tabi kazancın tespitinde dikkate alınabilecek.

Neredeyse hiç vergi ödemiyorlar

Ekonomi yönetimi "sermayenin vergilendirileceği"ni iddia etse de veriler aksini gösteriyor. 

Devletin 2024'te patronlardan almaktan vazgeçtiği vergi 1,8 trilyon lira. Bu tutarın neredeyse tamamı sermayeye tanınan vergi muafiyeti ve istisnalarından oluşuyor.

Son vergi paketinin şirketlerden sağlayacağı gelirse 150 milyar lira yani vazgeçilen vergi tutarının sadece yüzde 8'i kadar.